Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Tiyatro Oyunları, Skeçler, Piyesler, Oratoryolar, Rondlar, Monologlar, Dramalar, Canlandırmalar

KIZ İSTEMENİN 3G’LİSİ (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR, RONDLAR, MONOLOGLAR, DRAMALAR, CANLANDIRMALAR)

 

(Keremcan, babası, annesi, ninesi; Badesu, annesi, babası, dedesi)

 

(Kız tarafı Aydın’da, erkek tarafı ise Sivas’ta evlerinde…)

 

ERKEK BABASI: Oğlum haydi, iki saatte bağlayamadın mı şu kravatı? Ne uyuşuk adamsın yahu!

 

ERKEK ANNESİ: Bağırma çocuğuma Hulusi, bağlıyor işte. Ne de olsa heyecanlı benim yavrum, aman da annesinin kuzusu!...

 

ERKEK BABASI: Ne kuzusu yahu, bildiğin koç, koç!... He he he!… Ama ağırkanlı bir koç bu, hiç bana çekmemiş! Kesin senin tarafına çekti bu hayta. Dayısı kılıklı…

 

NİNE: Doğru. Bizim tarafa çekseydi şimdiye kadar kesin terfi alırdı ama çekmedi hınzırın oğlu. Ne yaparsın işte, takdir-i ilahi…

 

ERKEK ANNESİ: Anne ayıp oluyor ama!... Şu mutlu günümüzde bana laf sokmakla elinize ne geçecek? Hem benim ailem de pekala düzgün insanlardan oluşuyor.

 

ERKEK BABASI: Tabii canım, ne demezsin. Sanki kardeşinin ne mal olduğunu bilmiyoruz, hadi be sen de!...

 

ERKEK ANNESİ: Demek öyle… Demek şimdi sen-ben davası güdeceğiz, hem de böyle bir günde… O halde şu fıkrayı bir dinleyin bakalım: Çocuk babasına gidip sormuş; baba biz insanlar nasıl dünyaya geldik? Babası, türümüzün maymundan türediğini, evrimleşerek insanlaştığımızı söylemiş. Çocuğun kafası karışmış tabii… Bir de annesine gidip sormuş; anne biz insanlar nasıl oluştuk? Annesi, insanları Allah’ın yarattığını ve Adem ile Havva soyundan geldiğimizi söylemiş. Çocuk, iyi ama babam bizim maymundan türediğimizi söylüyor, demiş. Annesi çocuğuna cevap vermiş: Haa, o babanın sülalesi yavrum.

 

NİNE: Tövbe tövbe…

 

(Derin bir sessizlik… Konu bir anda kapanır. Aynı anda kız evi…)

 

KIZ ANNESİ: Aman da aman, kızım büyümüş de evlenecek miymiş? Ben senin bezlerini yıkadığım günleri hatırlıyorum daha.

 

BADESU: Ya anne, mahsus mu yapıyorsun? Beni utandırma lütfen. Zaten çok heyecanlıyım.

 

KIZ BABASI: Yahu hanım, ne bu aceleniz anlamıyorum, sanki kızımız evde kalacak!... Herif hırlı mı hırsız mı, bunu bile bilmiyoruz.

 

BADESU: Saçmalama baba ya, ne hırsız, arsızı? Anne, babama bir şey söylesene yaaa!

 

KIZ ANNESİ: Orhan sus, kızımın psikolojisini bozma.

 

KIZ BABASI: Ben ne dedim şimdi yahu? O zibidi hırlı mı hırsız mı bunu bile bilmiyoruz, dedim. Ben hırsız dedim, kızın yanlış anladı, tutturmuş “arsız değil” diyor. Arsız işte, arsızın önde gideni işte! Arsızın teki olmasa elin gül gibi kızını ister mi?

 

BADESU: Ya dede sen bir şey söyle bari şu babama!

 

DEDE: Orhan uzatma, yeter artık. Hayırlısı bakalım, bu işler nasip kısmet meselesi…

 

KIZ BABASI: Tamam tamam, neyse… Kızım hani aramadı ya daha bunlar? Yoksa son anda hadlerini bilip vazgeçmiş olmasınlar?...

 

(Kız, annesinin omzuna kapanır, ağlamaklı…)

 

KIZ ANNESİ: Orhan, eh Orhan, ben sana yapacağımı bilirim. Kızım, sen de ağlama artık, makyajın akacak. Bakayım, akmış bile. Git çabuk tazele makyajını. Bana bak, biraz daha allık sür, genç gösterir. Hadi kızım. (Eşinin yanına gider, kulağına eğilip) Bu kızı bu kadar üzüyorsun ya, alacağın olsun Orhan. Ben sana 1 ay hak mahrumiyeti cezası vereyim de gör gününü.

 

KIZ BABASI: Yapma karıcığım, bu çok ağır bir karar. Bari 1 hafta olsun. Ha? (Karısı başıyla olmaz işareti yapar.) 2 hafta?... (Karısı başıyla olmaz işareti yapar.) Öf ya!... (Ellerini seyirciye doğru kaldırarak) Çarşı, saha kapatmaya karşı!...

 

(Erkek tarafı…)

 

KEREMCAN: İşte geldim, buradayım. Ben bu işte ustayım. Nasıl olmuşum?

 

ERKEK ANNESİ: Maşallah oğluma maşallah! Kırk bir buçuk kere maşallah, tütütü!... Nazar değmez inşallah.

 

NİNE: Filinta gibi olmuşsun kerata. Gel öp bakayım babaannenin elini. (Ninenin elini öper.) Hah, aferin. Berhudar ol.

 

ERKEK BABASI: Nihayet gelebildin eşek sıpası. Gel bakayım, evet, jilet gibi olmuşsun. Aynı benim gençliğim be!...

 

ERKEK ANNESİ: Nasrettin Hocanın “Ben senin gençliğini de bilirim” diye bir fıkrası var.

 

ERKEK BABASI: Aman gözünü seveyim anlatma. Bugünlük bu kadar mizah yeter. Oğlum, hadi ara artık şunları.

 

KEREMCAN: Arayayım baba. Arayayım da telefonum nerede? Aman Allah’ım, telefonum yok! Mahvolduk.

 

NİNE: Niye ortalığı velveleye veriyorsun evladım, al benimkinden ara. (Koynundan telefonunu çıkarır.)

 

KEREMCAN: Yahu babaanne, senin telefonunla olmaz bu iş, senin cep telefonun 1G, onunla anca yılan oynanır. (Alaycı bir şekilde güler)

 

NİNE: Yok sana telefon melefon, şımarık evlat!

 

KEREMCAN: Nineciğim, kızın ailesini 3G teknolojisiyle uyumlu bir telefonla, yani benim telefonumla aramamız gerekiyor, görüntülü görüşeceğiz.

 

NİNE: Aman ne yaparsanız yapın, bu işe hepten aklım ermedi benim zaten. Böyle de kız isteme mi olurmuş canım, görülmüş şey değil doğrusu.

 

ERKEK ANNESİ: Anne bunlar birbirlerini de internetten bulmuşlar zaten. Daha hiç yüz yüze gelmemişler. Tutturdu istiyorum da istiyorum diye, ne yapalım? Zamane çocukları işte…

 

NİNE: Peee, ana olsaydın da doğru düzgün bir kız bulsaydın ya oğluna!... Sen vazifeni yapmazsan ne olacak, çocuk da başının çaresine bakmış işte. Artık kör mü, topal mı?... Ne çıkarsa bahtımıza…

 

ERKEK BABASI: Yeter artık anne, yine tartışmayalım. Al oğlum benim telefonumu, ara bundan.

 

KEREMCAN: Bunun kamerasının da pikseli düşük ama neyse artık, idare edeceğiz. Arıyorum.

 

(Karşı tarafta telefon çalar, kız ailesinde bir panik. Kız numarayı tanıyamaz ama cevap verir.)

 

BADESU: Alo, kimsiniz?

 

KEREMCAN: Ben Can.

 

BADESU: Hangi Can?

 

KEREMCAN: Senin Can’ın… Keremcan.

 

BADESU: Numarayı tanıyamadım, heyecandan sesini de alamadım canım.

 

KEREMCAN: Ben de çok heyecanlıyım hayatım, hatta telaştan telefonumu kaybettim, babamın telefonundan arıyorum. Pikseli düşük olduğu için tanıyamaman normal.

 

BADESU: Tamam. Ee, şimdi ne olacak?

 

KEREMCAN: Telefonları babalarımıza verelim bari. Âdet nasıldır ki?

 

ERKEK BABASI: Ne âdeti oğlum, bu işin usulü erkânı mı kaldı? Yeni icat çıkardınız başımıza, ver şu telefonu, söyle kıza o da versin babasına. (Telefonu alır, kasılarak) Alo, efendim merhabalar.

 

KIZ BABASI: Merhaba efendim.

 

ERKEK BABASI: Ben Hulusi, Keremcan’ın babasıyım.

 

KIZ BABASI: Merhaba efendim. Ben de Orhan, Badesu’nun babasıyım.

 

ERKEK BABASI: Nasılsınız efendim, afiyettesinizdir inşallah?

 

KIZ BABASI: Sağolun, sağolun. Sizler nasılsınız?

 

ERKEK BABASI: Çok şükür efendim, çok şükür.

 

KIZ BABASI: Efendim, ailenizin diğer fertlerini de görebilir miyiz?

 

ERKEK BABASI: Tabii efendim. Bu eşim Canan. Bu da annem Cavidan… (ikisi birden “memnun olduk efendim” derler) Sizin ev ahalisini de tanıyabilir miyiz?

 

KIZ BABASI: Bittabi mirim, bu eşim Hayriye, bu da babam Cevdet. (ikisi birden “memnun olduk efendim” derler)

 

(Nine ilgiyle dedeyi süzerken görüşme bir anda kesilir. Nine “Tüh, göremedik beyefendiyi” der. Hulusi Bey şaşırır, oğluna döner.)

 

ERKEK BABASI: Ne oluyor oğlum? Görüntü gitti.

 

(Aynı anda kız tarafında baba eşine dönüp “Telefonu yüzüme kapattı saygısız herif!” der, Badesu telaşlanır.)

 

KEREMCAN: Bakayım… Bağlantı kesilmiş baba. Dur yeniden arayalım. Hah, tamam.

 

ERKEK BABASI: Efendim kusura bakmayın, telefon kesildi.

 

KIZ BABASI: Anladım. Neyse…

 

ERKEK BABASI: Orhan Bey kardeşim, lafı daha fazla uzatmadan sadede gelelim. Biz hayırlı bir iş için aradık sizi.

 

KIZ BABASI: Buyurun efendim.

 

ERKEK BABASI: Mirim, çocuklar birbirlerini görüp Facebook’ta eklemişler, sonra karşılıklı dürtüşmüşler. Bilahare MSN’de camdan görüşmüşler.

 

KIZ BABASI: Ne camı yahu?

 

ERKEK BABASI: Bilmem vallahi, oğlan öyle demişti. Ne camı bu oğlum?

 

KEREMCAN: Kameranın kısaltması baba, kem kem.

 

ERKEK BABASI: Öyle desene be evladım. Kamerayla görüşmüşler efendim. Yani birbirlerini önce ekleyip dürtmüş, bilahare (bilgi yelpazesi.net) görüp beğenmişler.

 

KIZ BABASI: Ne yaptıklarını pek anlamadım ama neyse… Olan olmuş bir kere!

 

ERKEK BABASI: Efendim, Allah’ın emri, peygamberin kavliyle, kızımız Badesu’yu oğlumuz Keremcan’a istiyoruz.

 

(Görüntülü konuşma yine kesilir. Keremcan telaş içinde telefonla uğraşmaya başlar. Orhan Bey ise sinirlenerek kızına döner.)

 

KIZ BABASI: Gene ne oldu kızım?

 

BADESU: Bilmiyorum yaaa!... Kahretsin, kahretsin, kahretsin! Ne talihsiz başım varmış benim!...

 

KIZ ANNESİ: Dur kızım, öyle deme aaa!... Bağlantı diskonnekt olmuştur, şimdi konekşın kurulur.

 

KIZ DEDESİ: Af buyur?...

 

KIZ ANNESİ: Telefon görüşmesi bir anda kesildi baba, ama şimdi bağlanırlar, merak etmeyin.

 

KIZ DEDESİ: Hııı, e hayırlısıysa o konekşın dediğinden olur inşallah.

 

KIZ BABASI: Tabii tabii, hayırlısı… Hakkımızda hayırlısı neyse o olsun inşallah.

 

BADESU: Öf ya, Eyüp Sultan’a bağlandınız yani!... Çok banâl, hiç kuul değil tamam mı? Oldu olacak dilek de dileyin bari.

 

KIZ BABASI: Diliyoruuum… Bir an önce evlenip başımdan gitmeni diliyorum Allah’tan. Sen artık fazla olmaya başladın! Evlen git de elin oğlu çeksin kahrını!

 

BADESU: Aaamin! Babaaa, beni Keremcan’a vermeyeceksin diye korkmuştum bir an.

 

KIZ BABASI: Yok yok korkma, kararım kesin. Bu hâlinle turşunu mu kuracağım senin?

 

KIZ ANNESİ: Ay, bayramım olsun a dostlar!

 

(Bağlantı tekrar kurulur.)

 

HULUSİ BEY: Orhan Bey kardeşim tekrar özür diliyorum. Hatların azizliğine uğrayıp duruyoruz. Bir de televizyona çıkıp havada karada her türlü çeker diye reklam yapıyorlar. Vallahi dava edeceğim o Şafak Sezer’i!

 

ORHAN BEY: Neyse efendim, neyse… Asıl konumuza dönelim lütfen. Siz en son ne diyordunuz?

 

HULUSİ BEY: Allah’ın emri, peygamberin kavli…

 

ORHAN BEY: (Sözünü keserek) Verdim gitti efendim! Allah bir yastıkta kocatsın. Kocamak istemezlerse de botoks yaptırsınlar artık. Ne hâlleri varsa görsünler!...

 

HULUSİ BEY: Nasıl yani? Bu biraz kolay olmadı mı? Kızımız kameranın önünde şöyle bir dönseydi de görseydik.

 

ORHAN BEY: Neyini göreceksiniz efendim, bildiğiniz kız işte!… 19 yaşında, beyaz, 1.65 boyunda, 53 kilo, Türk vatandaşı, lise mezunu… E daha iyisi Şam’da kayısı.

 

HULUSİ BEY: Hııı, anladım. Babasından.com diyorsunuz yani…

 

ORHAN BEY: Evet, aynen öyle efendim. Kızı alıyor musunuz, almıyor musunuz? Bak veriyorum, veriyorum, veriyoruuum… Veerdim!...

 

HULUSİ BEY: E madem öyle, biz de aaaaaldık!

 

KEREMCAN: Bu haberi derhal takipçilerime tivitlemeliyim.

 

BADESU: Ben de arkadaşlarıma duvarımdan müjde vereyim.

 

KIZ BABASI: İlişki durumunuza da “teknolojik sözlü” yazarsınız artık.

 

(Herkes pürneşe, Yudum’dan “Evlenirem” türküsünün nakaratı eşliğinde oynayarak sahneden çıkarlar.)

 

-SON-

 

Yazan: Hasan Salih GÜNDÜZ

 

TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR İLE İLGİLİ TÜM BELGELER
"
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

"
EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<

EKLEMEK İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum Yaz" kısmına ekleyebilirsiniz.

Yorumlar

..

1. **Yorum**
->Yorumu: Umarim begenilir okulda yapacaz ve sizce en guzeli hangisi tavsiyeniz hangi skec 
->Yazan: gizli melek
.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz:


 


 E Mail
(Zorunlu Değil):