eğitim öğretim ile ilgili belgeler > tiyatro oyunları, skeçler, piyesler, oratoryolar

CEHALETİN BEDELİ (SİVİL SAVUNMANIN ÖNEMİ) (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR)

KONU:

Sivil Savunma Günü, Bilgisizlik sonucu sakat kalan dört kişinin anıları ve

Sivil Savunma ile tanışmaları

OYUNCULAR:

Görevli, 1. Adam, 2. Adam, 3. Adam, 4. Adam

YARDIMCI OYUNCULAR:

Çaycı, Hizmetli

SAHNE-DEKOR:

Sakatlar Derneği Bekleme Salonu, 1 Masa, 5 Sandalye

 

Dört kişi sakatlar derneği bekleme salonunda bir masanın etrafında oturmuş

konuşmaktadırlar. Önlerinde birer simit, çaylarını beklemektedirler.

Hizmetli yerleri süpürür. Onlara yaklaşarak…

Hizmetli: Hoş geldiniz.

Diğerleri: Sağol. Hoş bulduk.

1. Adam: Ya bu sakatlık ne kadar zor. Bugün karşıdan karşıya geçemedim. Biri

gelip yardım etmese orda öylece kalacaktım.

2. Adam: Haklısın. Ben de etrafımdaki acıyan gözlerden bıktım artık.

İnsanlar bizi dilenci sanıyor. Saygı göstermek için illa da sağlıklı mı

olmak gerek?

Bu arada çaycı gelir ve önlerine birer çay koyar. Üçüncü adam çay bardağını

eline alarak söze katılır.

3. Adam: Sormayın. Zor bizim işimiz zooor.

Görevli: Merhaba. Hoş geldiniz. Nasılsınız?

4. Adam: Hayatın güçlüklerinden bahsediyoruz. Malum sakatlık zor.

Görevli: Sakıncası yoksa… Neden (bilgi yelpazesi.net) sakat kaldığınızı sorabilir miyim?

1. Adam çayından bir yudum alarak söze başlar.

1. Adam: Ben o zamanlar küçük bir çocuktum. Elektrikli eşyalarla oynamayı,

prizleri kurcalamayı severdim.

Diğerleri: Eee

1. Adam devam eder.

1. Adam: Bir gün elime bir tornavida geçirmiş vidalarıyla oynuyordum. Nasıl

oldu bilmiyorum… Öyle bir sarsıldım ki hala şimdi gibi hatırlıyorum.

Kardeşlerim beni görüp ne olduğunu fark ettiler. Beni tutup çekmek istediler

ama onları da benim gibi elektrik çarptı. Yanlış müdahalenin sonu işte.

Halimiz ortada… Allah'tan onlara bir şey olmadı.

Görevli ikinci adama dönerek.

Görevli: Ya siz?

2. Adam eliyle çenesini sıvazlayarak söze başlar.

2. Adam: İki ay bir trafik kazası geçirdim. Aslını sorarsanız bacağım

incinmişti. Sakat kalmazdım ama o yardım edenler yok mu!!!

Diğerleri bu sözlere şaşırır. Merakla sorarlar.

Diğerleri: Nasıl yani? Yardım edildiği için mi bu hale geldin?

2. Adam: Evet. Yardımseverlik her zaman faydalı olmuyor. Neyse ben anlatayım

siz karar verin. Dediğim gibi iki ay kadar oluyor. Arabamla bir ağaca

çarpmıştım. Kazanın şiddetiyle kendimden geçmişim. Gözlerimi açtığımda fark

ettim ki, etrafımda onlarca insan yığılmış, bazıları arabanın kapısını

açmaya, bazıları camları kırmaya çalışıyor. Derken kapı açıldı. İrice bir

adam beni kollarımdan çekmeye başladı. Bacağım direksiyona sıkışmış, adam sa

zorladıkça zorluyor. Ben "Yapmayın etmeyin diyorum ama kimin umurunda".

(Gülerek) Adamlar kafalarına takmış illa beni kurtaracaklar. İri olan sert

bir hamle ile çekti. Zaten ezilmiş olan bacağım böylece kırıldı. Sonra bir

başkası geldi ve beni sırtlandı. Ama biraz sonra bir çuval gibi yerde buldum

kendimi. Adam "Kusura bakma kardeş belim ağrıdı birden" dedi. Sağ kolum da

orda kırıldı. Derken diğerleri… Neyse başınızı ağrıtmayayım. Küçük bir

incinmeyle atlattığım kazadan hastaneye iki kırık ve pek çok çürükle

varabildim.

Diğerleri gülerler.

Görevli üçüncü adama dönerek.

Görevli: Ya sizin hikâyeniz ne?

3. Adam: Arkadaşlar. 7 yıl kadar önceydi. 17 Ağustos günü. Ailemle

Yalova'daki evimizde oturuyorduk. Akşam işten gelmiş, yorgun olduğumdan

hemen yatmıştım. Garip bir uğultu ve büyük bir sarsıntı ile yataktan

fırladım. Ev halkı çığlık atıyor, bir oraya bir buraya koşturuyorlardı.

"Ahmet, uyan deprem oluyor!" diye bağırıyorlardı. Üstüme bir kazak alıp

fırladım. Bina beşik gibi sallanıyordu. Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Doğruca

merdivenlere koştuk. Nerden bilirdim merdivenler depremde en tehlikeli

yerlermiş. Daha bir iki basamak inmiştim ki, birden her yer karardı ve

etrafı derin bir sessizlik kapladı. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum… Arama

Kurtarma (AKUT) Ekipleri beni molozların içinden çıkarttılar. Gözlerim

ailemi arıyordu ama kimseyi göremiyordum. Hemen nerede ve nasıl olduklarını

sordum. Ama çok geç kaldığımı, benim dışımdaki herkesin hayatını

kaybettiğini öğrendim. (Yaşlı gözlerini silerek) Yıllardır kendimi

suçluyorum ve affedebileceğimi sanmıyorum. Çünkü o evi ben bulmuş ve babama

almamız için çok ısrar etmiştim. Depreme karşı dayanıklı olup olmadığı

aklıma gelmemişti bile. Cehaletim ve dikkatsizliğim hem sevdiklerimi elimden

aldı hem de gördüğünüz gibi sakat kalmama neden oldu.

Diğerleri üzgün ve acıyarak üçüncü adama bakarlar. Görevli söze başlar.

Görevli: Bu olay ne yazık ki pek çok vatandaşımızın başına geldi. Acıdır ki

hala kimse depreme karşı duyarlı değil, korunma yollarını bilmiyor.

3. Adam: Bunun yanında, Zorunlu Deprem Sigortamızı da yatırmıyorduk. Babam

"Ne gerek var?" diyordu. Bu yüzden evimizin bedelini de geri alamadım.

Gördüğünüz gibi böyle açıkta, sakat ve muhtaç kaldım.

Görevli ve diğer üç adam dördüncü adama dönerler.

4. Adam: Bana hiç bakmayın arkadaşlar. Sizin başınıza gelenler hep

bilgisizlikten gelmiş. Benim durumum sizden farklı. Başıma ne geldiyse

talihsizliğim yüzünden geldi. O zamanlar lise son sınıftaydım ve

üniversiteye hazırlanıyordum. Bir gün bizimkiler kardeşlerime göz kulak

olmamı tembihleyerek, bir akrabamızı ziyarete gittiler. Doğru odama çıktım.

Aradan birkaç saat geçmiş, kitaplarıma gömülmüştüm. Ağır bir duman kokusuyla

irkildim. Koku alt kattan geliyordu. "Olamaz!" dedim. "Kardeşlerim aşağıda!"

Hemen fırlayarak odalarına koştum. Ceyda yatağında uyuyordu. Kaldırıp dışarı

çıkardım. Bahçede beklemesini söyledim. Şimdi biran önce Serkan'ı

bulmalıydım. Ev dumanların içinde kalmıştı. Bense "Kardeşimi bulmadan

gitmeyeceğim" diyordum içimden. Tüm odaları kontrol ettim yoktu. Tuvalet,

banyo derken geriye sadece mutfak kaldı. Son bir umutla mutfağa girdim.

Kardeşim mutfağın köşesinde oturmuş, elinde bir kibrit kutusu, "Ben yaptım

abi! Ben yaptım!" diyerek ağlıyordu. "Bunları sonra konuşuruz. Şimdi hemen

buradan çıkmalıyız" dedim. Serkan'ı tuttuğum gibi kapıya fırladım. Ama

çıkmamız mümkün değildi. Alevler kapıyı sarmış, geçit vermiyordu. Kilimi

üstümüze örtüp dışarı çıkmayı başardık. Evin holü cehennem gibiydi.

Eşyaların her biri alev topu olmuş üstümüze yağıyordu. Türlü güçlüklerle

kapıya yaklaştık. Kurtulduğumuzu düşünüyordum ki tavan çöktü ve kendimizi

alevlerin arasında bulduk. Serkan hıçkırarak "Abi yanacağız burada, beni

affet" diye ağlıyordu. Bense bir yandan ona "Üzülme kardeşim, buna izin

vermeyeceğim" diye teselli veriyor (bilgi yelpazesi.net) diğer taraftan ona gözlerimden akan

yaşları belli etmemeye çalışıyordum. Elbiselerimizin yanmaya başladığını

gördüm. Ve yapılabilecek bir şey kalmamıştı. Artık umudumu kaybetmiştim. Tam

o an kapıyı kıran iki itfaiyeci kapıyı kırarak bizi kurtardı. O felakette

yanan sol kolumu kaybettim ve kardeşim Serkan da dumandan zehirlendi ve

aylarca hastanede yattı. (Başını aşağı eğer.)

Diğerleri: Senin başına gelen de bizimkinden farklı değilmiş.

İhmalkarlığından olmuş ne olduysa. Kardeşlerin küçük ve sana emanet edilmiş,

neden yalnız bıraktın. Kibritle oynayarak yangına neden olmak küçük

çocukların çok defa yaptığı bir şey.

Görevli dört adama doğru dönerek söze başladı.

Görevli: Arkadaşlar! Siz ve etrafınızdaki kişiler Sivil Savunma Kulübü'nün

faaliyetlerine hiç katılmadınız sanırım. Başınıza gelenler hep bu yüzden ..

Diğerleri: (Şaşırarak) Sivil Savunma Kulübü mü? O ne ki?

Görevli: Tabi. Sivil Savunma Kulübü yangın, deprem ve savaşlarda nasıl

davranılması gerektiğini, bir kaza ve afet yaşanması halinde nasıl

ilkyardımda bulunulacağını anlatır, öğretir. Bunları öğrenmiş olsaydınız bu

acıları yaşamak zorunda kalmazdınız.

Bunları duyan dört hasta Sivil Savunma hakkında bilgi edinmeye karar

verirler ve bir ay sonra burada buluşmak üzere ayrılırlar.

- 1 AY SONRA -

Dört adam yine aynı yerde buluşurlar. Geçen süre içersinde internetten,

kitaplardan ve çeşitli kuruluşlardan bilgi edinmişlerdir. Öğrendiklerini

anlatmaya başlarlar.

1. Adam: Arkadaşlar, elektrik çarpan bir kişiye temas etmek son derece

tehlikeliymiş. Önce elektrik kontağını kapatmalı daha sonra elektriği

iletmeyen bir şeyle teması kesmeliymişiz. Ayrıca çocukların elektrikli

eşyalarla ve prizlerle oynamasını engellemeli, dikkatli olmalıymışız.

Diğerleri: Yaa.

2. Adam: Ben de kazalarda yapılacak ilkyardım konusunda bilgi edindim. Sakin

ve temkinli davranılması gerekiyormuş. Bilinçsiz ve konuyla ilgili bilgi

sahibi olmayan kişilerin müdahale etmemesi gerekiyormuş. Sağlık ekibi,

ambulans ve güvenlik güçlerinin kaza yerine gelmeleri beklenmeliymiş. Kırık

ve kanama durumunda nelerin yapılması gerektiği de öğrenilmesi gerekiyormuş.

Çünkü en küçük ev kazalarında bile başımıza gelebilecek bir durummuş.

3. Adam: Ev alırken ve kiralarken depreme karşı dayanıklılığının bilinmesi

gerekiyormuş. Ve zorunlu deprem sigortasının da yatırılması gerekiyormuş.

Böylece depremde bir hasar olursa paramızı geri alabilirmişiz. Ayrıca

depremde neler yapılması gerektiğini de öğrendim.

Diğerleri: Eee. Ne yapmak gerekiyormuş.

3. Adam: Depremde en güvenli yerler kolon ve kirişlerin olduğu yerlermiş.

Merdiven, asansör, balkon ve çatı altları ise çok tehlikeliymiş. Büyük

eşyaların duvarlara sabitlenmesi gerekiyormuş. Depremde hemen dışarı

çıkmamalı, deprem bitene kadar güvenli bir yerde beklemeli ve yaşam boşluğu

oluşturmalıymışız. Depremden sonra güvenli bir yere giderek beklemeliymişiz.

4. Adam: Bizim çocuk Atatürk İlköğretim Okulunda okuyor. Okullarının

sitesinde bu konularla ilgili bilgiler yer alıyormuş. Yangın, deprem, sel,

afet, savaş ve diğer konularda ne yapılması gerektiği, alınacak tedbirler ve

ilkyardım anlatılıyormuş. Ben de oradan bazı bilgilere ulaştım.

Diğerleri: Adresi nedir?

4. Adam: Yangından korunmak için önlemler alınmalıymış. Evde yangını

söndürmek için bir su kovası, bir hortum ve yangın söndürme tüpü olması

gerekliymiş. Çocukların gözlenmesi ve başıboş bırakılmaması şartmış.

Ülkemizde pek çok (bilgi yelpazesi.net) yangın küçük çocukların ateşle oynamasından çıkıyormuş.

Keşke tüm bunları daha önce öğrenmiş olsaydık.

Diğerleri: Keşke

Öğretmen: Evet çocuklar… Tiyatromuzu izlediniz. Sizler de bu arkadaşlar gibi

bir gün "Keşke" dememek için Sivil Savunma Kulübünün faaliyetlerine

katılarak, deprem, yangın, savaş, kaza, sel, yaralanma, zehirlenme ve diğer

durumlarda nasıl davranmanız gerektiğini öğrenin, hayatınıza uygulayın.

 

Oyuncular el ele tutuşarak seyircileri selamlarlar.

Oyun esnasında projeksiyon cihazı ile görüntü desteği verilebilir,

Hastaların anlattıkları olayların canlandırılması yapılabilir.

Uğur KEBAPÇI

 

TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz:


 


Yorum Yazı KAPA/AÇ