eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Türkçe dersi ile ilgili konu anlatımlar > paragrafta anlam ile ilgili konu anlatımlar

 

ÖZGÜNLÜK, ÖZGÜN ANLATIM NEDİR?

Özgün Paragraf Nedir?

Özgün paragraf; bir metinde belirli bir konuyu açıklamak, tartışmak veya anlatmak amacıyla yazılmış, yazarın kendi düşünce ve ifadelerini içeren benzersiz ve orijinal bir bölümdür. Bu tür paragraflar, yazarın konuya olan bilgi birikimi ve bakış açısıyla şekillenir ve başkalarının eserlerinden alıntı yapmaksızın, tamamen kendi kelime ve fikirleriyle oluşturulur.

Özgün Paragrafın Özellikleri:

·         Yazarın Düşünce ve Kelimeleri: Özgün paragraf, yazarın kendi düşünceleri ve deneyimleri üzerine inşa edilir. Burada yazarın kendine özgü bir dil kullanması önemlidir. Başka kaynaklardan alıntı yapılmaz, yalnızca yazarın kendi ifadeleri ve sözcükleri kullanılır.

 

·         Yeni ve Orijinal İfadeler: Özgün paragraf, daha önceki metinlerden alıntı yapılmadan oluşturulur. Yazar, konuyu ele alırken farklı bir bakış açısı sunabilir veya benzersiz düşüncelerle zenginleştirebilir.

 

·         Kaynak Belirtmeden Oluşturulur: Özgün bir paragraf, alıntı yapılmadan ve diğer kaynaklara atıfta bulunulmadan yazılır. Bu tür paragraflarda yazar, başkalarının fikirlerini ödünç almaktan kaçınmalı ve sadece kendi bilgi birikimiyle yazmalıdır.

 

·         Tutarlılık ve Akıcılık: Özgün paragraf, metindeki diğer bölümlerle uyumlu olmalı ve yazının bütünlüğünü korumalıdır. Mantıklı bir akış ve bağlantılarla birbirine bağlanan ifadeler, paragrafın gücünü artırır.

 

·         Yaratıcı ve Etkileyici: Yazar, özgün paragrafıyla okuyucuyu etkilemek ve ilgisini çekmek için yaratıcı bir dil kullanmalıdır. Farklı bir üslup ve anlatım, metni sıra dışı kılar.

 

Özgün Paragraf Örnekleri:

Örnek 1: "Dünya, binlerce yıldır insanlık tarihine tanıklık eder ve bu tarihi araştırır. Uygarlıkların yükselişi ve çöküşü, zaferlerin coşkusu ve felaketlerin hüznü topraklarımızda yaşanmıştır. Her bir nesil, öncekilerin mirasını alarak geleceğe adım atmış ve kendi izlerini zamanın akışına kazımıştır."

Örnek 2: "Dijitalleşme, hayatımızın her alanına etki etmektedir. İnternetin sınırsız bilgi kaynakları sunması, dünya ile olan etkileşimimizi bir kez daha tanımlamıştır. Ancak bilgi yükü altında ezilen insan zihni, seçici olma becerisini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle, bilgi bombardımanından sıyrılarak gerçekten önemli ve kalıcı olanı kavramak için çaba sarf etmeliyiz."

Örnek 3: "Aşkın kudreti; insanlık tarihi boyunca şairlerin, yazarların ve sanatçıların ilham kaynağı olmuştur. Onun büyülü dansı, kalplerdeki en derin duyguları harekete geçirirken aynı zamanda acı ve sevinç arasındaki ince çizgide yol alan bir yolculuğa çıkartır. Aşkın gizemi, hiçbir zaman tam olarak çözülemese de onun büyüsüne kapılanlar için hayat anlam kazanır ve renklenir." Özgünlük biçimce de olabilir, anlamca da. Şiirde de olabilir, metinde de.

Özgün Şiir Örneği:

Gökyüzüne bak, yüreğin coşsun aşkla,

 Güneşin tebessümü dolsun içine;

 Gör karanlıkları, umutla yırt ağlarını,

 Yepyeni bir gün doğar her an içinde.

 

Bakışların nur saçsın, geceler aydınlansın,

Gönüller bir olsun, sevgi dolsun her yere;

Birlikte yürüdüğümüz bu hayat yolunda,

Derman arayan yürekler bir olsun nice yıllara.

 

Hayatın dansı gibi, dönüyoruz durmadan,

Aşkla örüyoruz kalplerimizin kumaşını;

Umuda tutunuyoruz, her anı dolu dolu yaşamanın,

Sonsuzluğa uzanan, eşsiz bir aşk hikâyesini yazmanın.

 

Şair, aşkı ve mücadeleyi kendine has bir yorumla dillendirmiştir. Bu bakımdan özgün bir şiir olarak değerlendirebiliriz.

 

 





 

ÖZGÜNLÜK, ÖZGÜN ANLATIM, ÖZGÜN PARAGRAF, ÖZELLİKLERİ (TÜRKÇE DERSİ KONU ANLATIM)

 

Duygunun, düşüncenin, kavramın ya da gerçeğin anlatımının, anlatıcıya özgü özellikler taşımasıdır.

 

Özgün yapıtlarda başkalarını taklit etme ve onlardan etkilenme yoktur.

 

Sanatçı bütünüyle kendi yetenekleri, zevkleri ve beğenileri doğrultusunda, başkalarının yapıtlarından farklı ürünler ortaya koyar.

 

Bir sanatçıyı anlatımındaki biçim, konuya yaklaşım şekli, kullandığı dil ve kurduğu cümleler özgün yapar.

 

Anlatımın veya düşüncelerin başka bir anlatıma veya düşünceye benzememesi, hiçbir yapıtı veya düşünceyi taklit etmemesidir. Özgünlük anlatımın içeriğinde ya da biçiminde olabileceği gibi her ikisinde de olabilir.

 

Örnek:

 

Balkon

 

Çocuk düşerse ölür çünkü balkon

Ölümün cesur körfezidir evlerde

Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların

Anneler anneler elleri balkonların demirinde

 

İçimde ve evlerde balkon

Bir tabut kadar yer tutar

Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen

Şezlongunuza uzanır ölü

 

Gelecek zamanlarda

Ölüleri balkonlara gömecekler

İnsan rahat etmeyecek

Öldükten sonra da

 

Bana sormayın böyle nereye

Koşa koşa gidiyorum

Alnından öpmeye gidiyorum

Evleri balkonsuz yapan mimarların

 

Sezai Karakoç

 

Sezai Karakoç’un bu şiiri, hem kendisinden önceki şairlerce ele alınmayan bir konuyu, “balkon”u, ele alması hem de “Alnından öpmeye gidiyorum / Evleri balkonsuz yapan mimar­ların” gibi çarpıcı (bilgi yelpazesi.net) ve şairine has dizelere sahip olması dolayısıyla özgün bir şiirdir. Aynı şekilde, çocukların balkondan düşmesi nedeniyle, şairin balkonlara “ölüm körfezi” olarak bakması orijinal bir bakıştır.

 

 

ANLATIM BİÇİMLERİ (ÖZET ANLATIM)

 

Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir tasarıyı, bir olayı sözle ya da yazıyla ifade etmeye anlatım denir.

 

Birbirinden farklı konuları, olayları, gözlem ve izlenimleri anlatırken kullanılan yöntemlere ise anlatım biçimi denir.

 

Anlatılan konunun sergileniş biçimleridir.

 

Her konunun sergilenişinde belli bir amaç gözetilir.

 

Amaca göre anlatım biçimlenir.

 

Doğru, güzel ve etkili anlatım için bu teknikler kullanılır.

 

 

1. ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM (ÖYKÜLEME)

 

Öyküleyici anlatımda yazar bir olay yazısı kullanmaktadır. Yani metinde bir olay vardır. Olayın da bir akış sırası vardır.

 

“Bana bu ince maşayı veriyor, cıgarasını denize atıyor. Galiba yaz. Çok aydınlık, çok güneşli bir hava… Annem, konuşurken mavi tüylü bir yelpazeyi yavaş yavaş sallıyor. Ben kucağından kayıyorum. Beni kollarımdan tutarak yanına oturtuyor. Gümüş maşacığın halkasına parmağımı takıyor, annem görmeden ucunu ağzıma sokuyor, dişlerimle ısırıyorum. Konuştuğu sarı saçlı hanımın çarşafı mavi… Ben beyazlar giymiştim. Başım açık. Saçlarım çok... ”

 

 

2. BETİMLEYİCİ ANLATIM (BETİMLEME)

 

Yazar bu anlatım biçiminde herhangi bir olayı, kişiyi, nesneyi veya bir olayı gördükleri kadarıyla anlatmaktadır. Bu anlatım biçiminde bolca sıfatlara yer verilir, çeşitli karşılaştırmalar yapılır. Adeta yazar gördüklerini resmeder.

 

“Görülmeye değer bir yapıydı. Giriş kapısı kocaman, üzerinde bir tokmak vardı. Bina duvarları ise taştandı. Koca koca taşlar kesilerek adeta duvara monte edilmişti. Duvarın boyası moyası da yoktu. Tamamen doğal bir görünümü vardı. Eğer birine bu binaya tarif etmeye kalkışsanız o kişi ilk bakışta binayı tanırdı. Açık sarıya çalar bir rengi vardı binanın. İki kanatlı bir kapısı adeta sizi içeri çağırır. Pencereleri ise küçük küçüktü. Bir de tarihi anımsatan o heybetli bir duruşu.”

 

 

3. AÇIKLAYICI ANLATIM

 

Bu anlatım biçiminde yazar okuyucuyu bilgilendirme amacı güder. “Ne, nasıldır?” sorularının cevabını verir.

 

“Milyonlarca kişi kitap okuyor, müzik dinliyor, tiyatroya sinemaya gidiyor. Neden? Belli ki kendisini aşmak istiyor insan. Gerçek anlamda insan olmak istiyor. Ayrı bir birey olmakla yetinmiyor; bireysel (bilgi yelpazesi.net) yaşamının kopmuşluğundan kurtulmaya, bireyciliğinin bütün sınırlarıyla onu yoksun bıraktığı ama yine de onu sezip özlediği bir dostluğa, daha anlamlı bir dünyaya geçmek için çabalıyor.”

 

 

4. TARTIŞMACI ANLATIM

 

Bu anlatım biçiminde uygulanan durum : Herkesçe bilinen, kabul edilen fikirlerin değiştirilmesine yönelik çabadır. Yazar ortaya koyduğu durum ile sizin fikrinizi değiştirmeye yönelik çabalar sarf eder.

 

Aşağıdaki konuda yazar, başka bir dildeki romanın kendi dilimize çevrildiği zaman daha da etkili olduğunu vurgulamaya çalışmıştır.

 

“Her dilden romanlar vardır. Peki, bu romanların içindeki duyguyu anlamak için o romanın yazıldığı dili bilmemiz mi gerekiyor? Asla. Hiç de gerek yok. O romanı dilimize çevirdiğimizi zaman çok daha insanı etkileyen, hatta büyüleyen o duyguları daha da iyi hissederiz. Çeviri romanlarını bu yüzden daha da çok seviyorum. Yazar beni alıyor, kendi memleketine, kendi dünyasına götürüyor, hayatına ortak ediyor. Bizim de aradığımız bu değil mi?”

 

PARAGRAF ÇEŞİTLERİ (ÖZET ANLATIM)

 

OLAY PARAGRAFI:

 

Uzun ya da kısa bir olay anlatılır. Duygu ve düşünceler gerçek ya da kurmaca bir olayın içinde verilir. Olaylar anlatılırken genellikle kronolojik akışa uyulur. Daha çok sanatsal metinlerde (hikâye, roman vb.) kullanılır.

 

Örnek:

 

Sınavların yapıldığı okul, karşı yöne düşüyordu. Yeniden geçtiler caddeyi, ürke ürke. Ara sokaktan yürüdüler. Yüksek bir duvarın yanındaki kapıda durdular. Okulun öğrenci giriş kapısıydı bu. İçerden uğultular geliyordu. Yağmur, taş duvarların arasından çıkan aykırı yeşillikleri parlatmıştı. "Bizden de erken gelenler olmuş. Geç meç kalmış olmayalım?" Hademe giyimli bir kadın, onlara doğru yürüdü taşlı yoldan. Bezgin, alışık bakışlarıyla anne, kızın üstünden dışarı bir şeye bakıyordu. Anne, saygılı sordu: "Geciktik mi acaba? Çocukların çoğu gelmiş." Hademe kadın ilgisiz, şöyle dedi: "Parasız yatılı imtihanlarının çocukları hep erken gelir. Hiç gecikmezler."

 

 

FİKİR, DÜŞÜNCE PARAGRAFI:

 

Belirli bir alanda bilgi vermek, bir düşünceyi anlatmak, okurları aydınlatmak üzere yazılan paragraflardır. Daha çok öğretici metinlerde (makale, eleştiri vb.) kullanılır. Tartışma paragraflarında olduğu gibi karşı çıkılan bir düşünce yoktur.

 

Örnek:

 

Yazar, okuruna söyleyeceği bir sözü, ileteceği bir mesajı olan insandır. Okur, yazar açısından hem bitmez tükenmez bir konu kaynağı hem de yaşamına yön vermek, renk katmak istediği bir topluluktur. Yazar, okuruna yerine göre bilgi, yeni bir görüş aktarır; yerine göre de yaşanmış olayları başka bir açıdan seyrettirir, yani yaşam deneyleri sunar. Yazar, okurunu insanlık sürecinde her yönden eğitme ve bilinçlendirme çabasındadır. Kendisinin ve yapıtının da ancak okurun ilgisiyle geçerli ve gerçek olabileceğini bilir. Bilir ki kendisini okursuz yapamayacak, okuru da yazarsız.

 

 

BETİMLEME PARAGRAFI:

 

Sözcüklerle varlıkların, mekânların resimlerinin çizildiği paragraflardır. Sanat metinlerinde (özellikle roman ve hikâyede) betimleme paragraflarına geniş yer verilir. Betimlemeler; açıklayıcı betimlemeler (nesnel, fotoğraf gerçekliğinde) ve sanatsal betimlemeler (izlenimsel, kişisel) biçiminde karşımıza çıkmaktadır.

 

Örnek:

 

Büyükçe bir oda... Sade döşenmiş. İç karartıcı bir yeşil kadifeyle kaplı ikili, üçlü koltuklar... Akçaağaç ve siyah deri bantların oluşturduğu ürkütücü bir renk zıtlığına sahip sandalyeler... Külleri temizlenmemiş yanmayan bir şömine... Çok açık bir krom sarısına boyanmış duvarlardan birini tümüyle kaplayan ağır meşe ahşaplı ve kesme camlı bir kütüphane... Kalın perdelerle kapatılmış pencerelerden bir kanat, içeriye biraz hava girmesi için açık bırakılmış. Fazla uzak olmayan Davos dağının tepesinden kopup gelen kar kokulu bir rüzgâr perdeyi havalandırıp odaya doluyor.

 

 

ÇÖZÜMLEME (TAHLİL) PARAGRAFI:

 

Bir konunun, bir yapıtın çözümlendiği ya da bir kişinin psikolojik yapısının tahlil edildiği paragraflardır. Sanatsal metinlerde (hikâye, roman vb.) ağırlıklı olarak kullanılır.

 

Örnek:

 

Sanki herkesin bütün işleri yolunda ve bütün dilekleri gerçekleşiyordur da bir onun işleri bozuktur, bir onun istekleri gerçekleşmiyordur. Kızgındır, ağlamak, haykırmak, isyan etmek çözüm değildir ki içindeki sıkıntıdan kurtulmak için yapmak istediği tüm şeyler, birilerinin onu akıl hastası olarak addetmesinden başka bir işe de yaramayacaktır; bilir bunu, bilir ve derin bir nefes alıp herhangi biri, sorunsuz, tanıdık biri olmaya çalışır yeniden. Evine gelir sonra odasına saklanır belki kaçmak için her gün gördüklerinden ve dünya yeniden başına yıkılır yalnız kaldığında.

 

 

AÇIKLAMA PARAGRAFI:

 

Bir konuyu (bir sözü, kapalı bir ifadeyi, bir kavramı vb.) geniş kitlelerin anlayabileceği biçimde basitten karmaşığa, bilinenlerden bilinmeyenlere doğru açıklamayı hedefleyen nesnelliğin ağır bastığı paragraflardır.

 

Örnek:

 

Edebiyat eserlerinden seçme parçalan bir araya toplayan kitaplara "antoloji" denir. Yunanca'daki "anthos" (çiçek) ile "legein" (toplamak) kelimelerinden türemiştir. İlk antolojileri Eski Yunanlılar derlemişlerdir. Bilinen ilk antoloji MÖ II. yüzyılda derlenmiştir. "Çelenk" adındaki bu antolojinin derleyicisi Meleagros'tur.

 

 

TARTIŞMA PARAGRAFI:

 

Bir düşünceye karşı çıkıp onu çürütmenin hedeflendiği, kendi görüşünü okura benimset­mek amacıyla yazılmış paragraflardır. Tartışma paragraflarında karşıt düşüncelere de yer verilir; bu yer verişin ardından "ama, fakat" gibi bağlaçlarla başlayan cümlelerle karşıt düşüncenin yanlışlığı ortaya konulmaya çalışılır..

 

Örnek:

 

Çocukluğunda kâşif olmayı düşleyenlerin kimsenin ayak basmadığı topraklara gitmek isteyişi gibi, neredeyse yazıyla uğraşan herkes de o güne kadar kimsenin yazmadığı cümleler yazma peşinde. Peki bu mümkün müdür sence? Hiç kimsenin yazmadığı bir cümle yazılabilir mi? Kimileri (bilgi yelpazesi.net) bunu deneyebilir, ama gramer kuralları doğrultusunda ilerleyeceğin için daha önce hiç yazılmamış anlamlı bir cümle yazmak neredeyse imkânsızdır. İşte bu sebepten yazarlar artık üsluba ve konulara daha çok önem vermelidir.

 

 

DÜŞSEL (FANTASTİK) PARAGRAF:

 

İnsanın hayal gücünün hiçbir sınırlamaya yer vermeden yansıtıldığı, olağa­nüstü olay, kişi ve durumlarla örülmüş paragraflardır.

 

Örnek:

 

Kitapçı düzenlediği senetleri "Birinci Kadın"a uzatır, sırıtarak alır kendisine ikram edilen suyu. Bir dikişte içtikten sonra, "Ne tatlıymış, hiç böyle su içmemiştim ben." der. Sözü biter bitmez de boncuk boncuk terlemeye başlar, titrer. Enine boyuna küçülmeye başlar büyük bir hızla. Şimdi sokak kapısının önünde, bir hamam böceğinin boyutlarına inmiştir. "İkinci Kadın" avucuna alır kitapçıyı, hızla oturma odasına seğirtir ve adamı iki kalın ansiklopedinin arasına koyar.

 

 

MİZAHİ PARAGRAF:

 

Okuyucu güldürmeyi, güldürürken de genellikle düşündürmeyi hedefleyen paragraflardır.

 

Örnek:

 

Kalabalık bir akşam yemeği sonrasında, kendisine bir konuşma yapması için ricada bulunulan büyüklerden biri, kalkıp yemekleri övmeye başlamış ve konuşmasını da uzatmış... Bir ara: "Bu güzel sofrada, eğer bir lokma daha yeseydim bu konuşmayı yapamayacaktım." deyince, Aziz Nesin seslenmiş: "Efendiye bir tabak daha verebilir miyiz?"

 

TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar (1)

>Yazan: Esra
>Yorum:
bence yeterli bilgiler var uygun tavsiyemdir herkeseee.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: