Realizm (Gerçekçilik) Akımı Nedir? Realizm ve Romantizm Arasındaki Farklar

Realizm akımı, 19. yüzyılın ikinci yarısında romantizm akımının aşırı duygusallığına tepki olarak doğmuş bir sanat akımıdır. Romantizmin vurguladığı duygusallık ve idealizm yerine realizm akımı toplum ve insan gerçeklerine odaklanarak ön plana çıkmıştır. Bu dönemde; bilim alanında da büyük gelişmeler yaşanmış, bilimsel gözlemler ve deneylerle insanlığın bilgi birikimi önemli ölçüde artmıştır.

Realizm, Auguste Comte'un Pozitivizm felsefesinin etkisiyle de şekillenmiştir. Pozitivizm sadece gözlemlenebilir gerçeklere önem verilmesi gerektiğini savunmuş ve bu düşünce gerçekçi edebiyatın temelini oluşturmuştur. Bu bağlamda realizmde duygu ve hayal değil, toplumun gerçekleri ve insanın yaşadığı gerçeklik ön plandadır.

Gustave Flaubert'in 1857 yılında kaleme aldığı "Madame Bovary" adlı roman, realizmin önemli bir örneğidir. Bu roman, romantizme karşı realizmin üstünlüğünü gösteren ilk büyük realist eser olarak kabul edilir. "Madame Bovary", dönemin toplumsal ve bireysel gerçekliklerini çıplak bir şekilde ele alır ve detaylı bir biçimde betimler. Realist edebiyat, yaşanan ve gözlemlenen gerçekleri objektif bir şekilde yansıtmayı amaçlar. Karakterlerin psikolojik derinlikleri, toplumsal çelişkiler ve insan ilişkileri gerçekçi bir biçimde ele alınır. Realizmin temel prensipleri arasında objektiflik, detaycılık ve toplumsal eleştiri önemli yer tutar.

Realizm Edebiyat Akımının Özellikleri

Realizm akımı, sanat ve edebiyatta gerçekliğin en saf ve doğal hâlini yansıtmayı amaçlayan bir yaklaşımdır.

1. Realist sanatçılar, eserlerinde yaşamın gerçeklerini yansıtarak okuyucuya veya izleyiciye gerçekliği en doğru şekilde aktarmayı hedeflerler.

2. Realizmin temel özelliklerinden biri, eserlerinde gerçeklerin ön planda olmasıdır. Realist sanatçılar, yaşananı olduğu gibi yansıtmayı amaçlarlar ve bu nedenle eserlerinde tarafsız bir tutum sergilerler. Kendi duygu, düşünce veya yorumlarını eserlerine katmazlar çünkü realizmde doğayı olduğu gibi kopyalamak temel unsurdur.

3. Realizmde; gerçeklerin yanı sıra kişilerin psikolojileri, çevrelerinin tanıtımı ve içinde bulundukları ortamın ayrıntıları da önemlidir. Realist yazarlar, betimlemeyi en önemli anlatım biçimi olarak kullanır ve bu sayede okuyucuya gerçek hayatın detaylarını en ince ayrıntısına kadar aktarır.

4. Realizmde, toplumun sıradan kişilerine ve yaşamın olağan olaylarına odaklanılır. Realist eserlerde, karmaşık konuların yanı sıra basit günlük yaşam olayları da ele alınır. Realist yazarların amacı, okuyucuyu eğitmek değil; gözlem, araştırma ve belgelere dayanarak yaşananı nesnel bir şekilde aktarmaktır.

5. Biçim güzelliğine önem veren realizm, dilde ve anlatımda süsten kaçınır. Sanatı, klâsik ve romantik akımların yapaylığından kurtararak gerçekliği en doğal hâliyle yansıtmayı amaçlar.

6. Realizmde roman ve hikâye, en önemli edebî türler olarak öne çıkar. Bu türlerde, gerçekçi bir yaklaşım benimsenerek yaşamın farklı yönleri ve insan ilişkileri en doğal şekliyle ele alınır. Bu sayede okuyucular, gerçek hayatın içerisinde kendilerinden bir şeyler bulabilir ve eserlerle daha kolay bir bağ kurabilirler.

Realizm Akımının Temsilcileri

· Stendhal

· Honore de Balzac

· G. Flaubert

· E. Hemingway

· J. Steinbeck

· Charles Dickens

· Lev Tolstoy

· Dostoyevski

· A. Çehov

· Gogol

· M. Gorki

Türk Edebiyatında Realizm Akımının Temsilcileri

· Recaizade Mahmut Ekrem (Araba Sevdası)

· Sami Paşazade Sezai (Sergüzeşt)

· Nâbizade Nazım (Karabibik)

· Halit Ziya Uşaklıgil (Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar eserleri)

· Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Kiralık Konak, Yaban…)

· Memduh Şevket Esendal (Ayaşlı ve Kiracıları)

· Reşat Nuri Güntekin (Romanlarıyla)

· Refik Halit Karay (Romanları ve hikâyeleri)

· Sait Faik Abasıyanık (Roman ve hikâyeleri)

Romantizm ve Realizm Arasındaki Farklar Nelerdir?

Romantizm ve realizm akımları, edebiyat tarihinde belirgin farklılıklar taşıyan ve birbirlerine karşıt nitelikler sergileyen önemli akımdır.

1. Romantizm, klasisizme bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu dönemde duygu ve hayal gücü ön plandadır; sanatçılar, iç dünyalarını ve duygularını eserlerine yansıtmışlardır. Ayrıca romantiğin düşünsel özgürlüğü, sık sık olaylara kişisel yorumlarıyla yaklaşmalarını sağlamıştır.

2. Realizm ise romantizme bir tepki olarak gelişmiştir. Realistler, objektif bir bakış açısıyla toplumu ve insanı betimlemeyi amaçlamışlardır. Duyguların değil gerçeklerin öne çıktığı bu akım, toplumsal meseleleri olduğu gibi yansıtmayı hedeflemiştir. Sanatçılar, kendi duygu ve düşüncelerini eserlerine katmaktan kaçınmışlar ve okuyucuya nesnel bir bakış sunmuşlardır.

3. Romantizmde sanat toplum içindir ilkesi egemendir yani sanat, toplumsal değişime ve dönüşüme katkı sağlamalıdır. Bu duruma karşılık realizmde ise sanatın kendi içinde değer taşıdığı kabul edilir. Sanat, estetik bir kaygı taşır ve toplumsal değişim amacı güdülmez.

4. Dil ve biçim açısından da romantizmin ve realizmin farklılıkları belirgindir. Romantikler, dilin ve biçimin mükemmelliğine pek önem vermezken realizmde ise eserin dili ve biçimi kusursuzluğa önemli bir özen gösterilir.

5. Realistler, gerçekçi bir anlatımı tercih ederken romantizmde, rastlantılara sıkça yer vermişlerdir.