eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Edebiyat dersi ile ilgili konu anlatımlar

                                                                        HİKÂYE (ÖYKÜ) NEDİR, HİKÂYE TÜRÜNÜN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? TÜRK EDEBİYATINDA HİKÂYE


Hikâye (Öykü) Nedir? Hikâye Türünün Özellikleri, Türk Edebiyatında Hikâye

Hikâye, gerçekleşmiş veya gerçekleşebilecek olayları ilgi çekici bir şekilde anlatan kısa yazılardır. Bir hikâye, insan yaşamının belli bir kesitini zaman ve mekân kavramlarıyla ilişkilendirerek serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşacak şekilde anlatan bir düz yazıdır.

Her bir hikâye; kendine özgü bir tema, karakterler ve olaylar içerir. Bu ögeler, okuyucunun dikkatini çekerken onları hikâyenin içine çeker ve onların duygusal veya düşünsel bir yolculuğa çıkmasını sağlar.

Hikâyeler, edebî türler arasında olaya dayalı olarak öne çıkarlar. Bu türün belirli unsurları bulunur ve özellikleri, romanlardan farklılık gösterir. Hikâyelerde zaman ve mekân kavramı, genellikle daha sınırlı bir çerçevede işlenir. Ayrıca hikâyelerin akıcı bir dil ile anlatılması önem taşır. Hikâyeler; olayların hızla geliştiği, karakterlerin derinlemesine incelenmediği ancak temel bir mesajın yoğun bir şekilde aktarıldığı metinlerdir. Bu türün en belirgin özelliklerinden biri, zaman ve mekânın sınırlı olmasıdır. Genellikle birkaç saatlik ya da birkaç gün süren olaylar hikâyelerde ele alınır ve mekânlar da genellikle sınırlıdır.

Hikâyelerin akıcı bir dil ile anlatılması, okuyucunun olaylara kolayca dahil olmasını sağlar. Bu sayede hikâyenin etkileyici ve etkili bir şekilde iletilmesi mümkün olur. Akıcı bir dil, okuyucunun dikkatini çeker ve hikâyenin içine çekilmesini sağlar.

Hikâye (Öykü) Türünün Özellikleri Nelerdir?

1.      Hikâye türü, zaman ve olayların özünü ufak kesitlerle ifade eder. Bu kesitler, romana göre daha sınırlı bir zaman ve mekân kavramı sunar.

2.      Olaylar genellikle kahramanın etrafında gelişir ve kahramanların fiziksel özellikleri detaylı bir şekilde tasvir edilir.

3.      Her hikâye bir olay veya duruma dayanır ve temelinde insan unsuru bulunur. Olay veya durum belirli bir yerde meydana gelir ve çevre, hikâyenin ilgi çeken yönleriyle vurgulanır; uzun betimlemelerden kaçınılır.

4.      Olayın başlangıcı, gelişimi ve sonu belirli bir zaman diliminde gerçekleşir ancak bazı öykülerde zamanın doğrudan verilmediği, sezdirildiği durumlar da görülebilir.

5.      Hikâyenin akıcılığını sağlayan temel unsur dil ve yazarın üslubudur. Her yazarın kullanımı farklı olduğundan hikâyenin dili ve anlatımı da kişisel bir dokunuşla şekillenir.

Hikâyenin Yapı Unsurları Nelerdir?

Hikâyenin temel unsurları arasında kişiler, olay örgüsü, mekân ve zaman yer alır.

Kişiler, genellikle hikâyenin merkezinde yer alır ve olayların çevresinde gelişir. Onların tutum ve davranışları, hikâyenin içerdiği değerleri temsil eder. Aynı zamanda, kişilerin özellikleri ve işlevleri hikâyenin anlaşılmasında önemli bir role sahiptir.

Olay örgüsü ise kurgusal olayların hikâyede nasıl sıralandığını ve düzenlendiğini ifade eder. Gerçek hayattan alınan durumlar edebî metinlerde özenle düzenlenir ve okuyucuya sunulur. Bu sayede okuyucu hikâyenin kurmaca dünyasına daha kolay bir şekilde girebilir.

Mekân, hikâyenin geçtiği fiziksel çevreyi ifade eder. Bu mekânlar genellikle karakterlerin psikolojik durumlarını yansıtmak için kullanılır. Örneğin, bir karakterin içsel çatışmalarını ya da duygusal durumunu belirtmek için mekân detayları özenle işlenir.

Zaman da hikâyenin geçtiği zaman dilimini ifade eder. Bu zaman dilimleri genellikle olayların gelişimini ve akışını etkiler. Kısa hikâyelerde zaman, olayların hızlı bir şekilde ilerlediği kısa dilimler hâlinde sunulur ve bu da hikâyenin yoğunluğunu artırır.

Anlatıcı ve bakış açısı, bir hikâyenin temel yapı taşlarından birini oluşturur. Anlatıcı, hikâyeyi aktaran kurgusal bir kişiliktir ve yazarın dışında yer alır. Bu kişilik, olayları tarafsız bir şekilde ya da belirli bir bakış açısından sunarak okuyucuya ileti aktarır. Anlatıcının bu aktarımındaki tutumu, anlatım tarzı ve bilgiye erişim düzeyi bakış açısını belirler.

Bakış açısı ise anlatıcının olayları nasıl gördüğünü ve bu perspektiften nasıl anlattığını ifade eder. Birinci şahıs bakış açısında anlatıcı; hikâyenin içinde yer alır ve kendi deneyimlerini, duygularını doğrudan aktarır. Üçüncü şahıs bakış açısında ise anlatıcı, olayları bir gözlemci gibi dışarıdan anlatır ve karakterlerin iç dünyasına daha az erişim sağlar. Hikâye ve romanlarda 3 farklı anlatıcı ve bununla gelişen üç bakış açısı vardır. Bunları şu şekilde sıralamamız mümkün:

·        Kahraman Anlatıcının Bakış Açısı, hikâyenin içinde olan ve yaşananları aktaran bir bakış açısına sahiptir. Olayları kendi gözlemleri ve deneyimleriyle yorumlar, bu nedenle bilgileri sınırlıdır. Hikâyenin detaylarını kendi bakış açısından gözlemleyerek anlatır ve yaşadıklarıyla sınırlı bilgilere sahiptir. Bu yüzden kahraman anlatıcının bakış açısı, olaylarla ilgili tam bir bilgiye sahip olmayıp kendi deneyimlerinden yola çıkarak aktarımda bulunur.

 

·        Hâkim (İlâhi, Tanrısal) Bakış Açısı, genellikle yazar anlatıcının bulunduğu hikâyelerde karşımıza çıkan bir bakış açısıdır. Bu bakış açısında anlatıcı, olaylar ve karakterler hakkında tam bilgiye sahiptir. Karakterlerin iç dünyaları, düşünceleri ve olayların gelişimiyle ilgili detaylar bu bakış açısıyla okura sunulur ve anlatıcı hikâyenin akışını tamamen kontrol eder. Anlatıcı hikâye içerisindeki kişilerin aklından geçenleri, davranışlarını biliyormuş gibi bir tavır sergiler.

 

·        Gözlemci Bakış Açısı, bir hikâyenin veya olayın tanığı olan anlatıcının bakış açısıdır. Bu bakış açısı genellikle tarafsız bir gözle olayları yansıtırken tercih edilir. Anlatıcı, kişilerin iç dünyasına dair düşüncelerini veya duygularını aktaramaz sadece gözlemlediği durumları anlatır. Gözlemci bakış açısının kullanıldığı metinlerde, olayların tarafsız bir şekilde aktarıldığı görülür. Anlatıcı, duygularını veya kişisel yorumlarını metne yansıtmaz sadece gördüklerini ve duyduklarını aktarır. Bu da okuyuculara nesnel bir bakış açısı sunar ve kendi yorumlarını yapmalarına olanak tanır.

Hikâye Türleri Nelerdir?

Hikâye türleri iki kategoride değerlendirilmektedir: Olay Hikâyesi, Durum Hikâyesi.

·        Olay Hikâyesi: Edebiyat dünyasında olayların merkezde yer aldığı ve okuyucunun merakını sürekli canlı tutan hikâyeler olarak bilinir. Bu türün en önemli temsilcilerinden biri Fransız yazar Maupassant'dır ve Maupassant tarzı hikâyeler olarak da adlandırılır. Bu hikâyelerde olaylar; serim, düğüm ve sonuç bölümü biçiminde şekillenir.

Türk edebiyatında da olay hikâyeleriyle tanınmış birçok yazar bulunmaktadır. Ömer Seyfettin, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay, Sabahattin Ali ve Orhan Kemal, bu tür hikâyeleriyle öne çıkmış isimlerdir. Bu yazarlar, eserlerinde sadece olayı anlatmakla kalmayıp aynı zamanda okuyucunun ilgisini çeken bir anlatım tarzı da benimsemişlerdir.

·        Durum Hikâyesi: Durum hikâyeleri, olay anlatımı yerine bir durumu veya kişiyi ele alarak onların betimlendiği hikâyelerdir. Bu tür hikâyelerde merak unsurunun ön plana çıkması beklenmez; bunun yerine, okuyucuya bir durumu veya karakteri derinlemesine tanıtma fırsatı sunulur.

Rus edebiyatının önemli isimlerinden Anton Çehov, durum hikâyelerinin en iyi örneklerini veren yazarlardan biridir ve bu sebeple bu tür hikâyeler genellikle "Çehov tarzı hikâye" olarak anılır. Türk edebiyatında da durum hikâyelerinin önemli temsilcileri bulunmaktadır. Memduh Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık ve Tarık Buğra gibi yazarlar, bu tür hikâyelerin en önemli isimleri arasında yer alırlar.

Türk Edebiyatında İlk Hikâye Örnekleri

Türk edebiyatında hikâye türünün gelişimi oldukça önemli bir süreçten geçmiştir. İlk hikâye örnekleri olarak destanları gösterebiliriz. Destanlar; olayların kahramanlar etrafında döndüğü, geniş bir coğrafyayı kapsayan, epik anlatılara sahip eserlerdir. Bu destanlar, Türk kültüründe önemli bir yer tutmuş ve sözlü geleneğin bir parçası olarak nesilden nesile aktarılmıştır.

Daha sonra hikâye türü, Tanzimat Dönemi’yle birlikte Türk edebiyatına resmî olarak giriş yapmıştır. Tanzimat Dönemi’ndeki yazarlar arasında Ahmet Mithat Efendi ve Emin Nihat Bey gibi önemli isimler, hikâye türünün ilk örneklerini vermişlerdir. Ahmet Mithat Efendi'nin "Letâif-i Rivayat" eseri ve Emin Nihat Bey'in "Müsameretname" adlı eseri, bu dönemin ilk hikâye örneklerindendir.

Batılı anlamda hikâye türünün gelişimi ise yine Tanzimat Dönemi sanatçıları arasında yer alan Sami Paşazade Sezai ile başlamıştır. Sezai'nin "Küçük Şeyler" adlı eseri, Türk edebiyatında Batılı anlamdaki ilk hikâye örneklerinden biridir ve bu dönemde hikâyenin daha modern bir formda ele alındığını gösterir.

Meşrutiyet dönemi ise Türk hikâyeciliğinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu dönemde toplumsal konular hikâye türünde daha fazla yer almaya başlamıştır. Ömer Seyfettin gibi yazarlar, Türk hikâyesine çağ atlatmış ve eserlerinde toplumsal meseleleri ele almışlardır. Aynı zamanda bu dönemde Türkçenin yabancı kelimelerden arındırılması ve yazıda konuşma dilinin hâkim olması gibi özellikler de görülmüştür. Bu durum, Türk hikâyesinin daha yerel ve samimi bir dil kullanmaya başladığını gösterir.

Hikâyede Anlatım Teknikleri

Öyküleyici Anlatım: Hikâyenin okuyucuya mekân, zaman ve kişi kavramlarıyla ilişkilendirilerek sunulduğu bir anlatım biçimidir. Bu tür anlatımda yazarın amacı, okuyucuya olayı yaşatmak ve onda gerçeklik duygusu uyandırmaktır. Hikâyede, merkezde okuyucuya sunulan bir olay bulunur. Bu olayın geçtiği yer, zaman öğesi ve içinde yer alan veya olayı gerçekleştiren kişiler vardır. Anlatılan her şey, okuyucuya hareket hâlinde sunulur ve kişiler, varlıklarını hayatın akışı içinde gösterirler.

Betimleyici (Tasvir Etme) Anlatım: Doğanın veya bir varlığın özelliklerini, duyularımız üzerinde uyandırdığı izlenimleri dile getiren bir anlatım biçimidir. Bu anlatım türünde, dış dünyadaki varlıkların ve nesnelerin belirgin özellikleri ile ayrıntıları göz önüne serilir. Betimleyici anlatımın temelinde gözlem yatar. Yazarlar; okuyucunun zihninde canlandırılabilmesi için varlıkları, nesneleri veya doğayı bir tablo, resim veya fotoğraf gibi betimlerler.

Diyalog: Hikâyelerdeki olayların aktörleri arasında geçen doğal konuşmaların en can alıcı parçasıdır. Hikâye yazarları, diyalogları genellikle karakterlerin kişilikleri ve olayların gidişatına uygun bir şekilde şekillendirirler. Bu, hikâyenin akıcılığını ve inandırıcılığını artırmada büyük bir rol oynar.

Diyaloglar; karakterler arasındaki ilişkileri, duyguları ve düşünceleri açığa çıkarırken aynı zamanda hikâyenin ilerleyişine katkı sağlarlar. Karakterlerin konuşma tarzları, kullandıkları dil, ifade biçimleri ve hatta jestleri, okuyucuya karakterler hakkında derin bir içgörü sunar. Hikâye yazarları, diyalogları yazarken genellikle konuşma dilinin doğallığını korur ve karakterlerin kişiliklerine uygun şekilde ifadeler seçerler. Vurgular, jestler ve mimikler, okuyucunun hayal gücüne bırakılarak veya açıklayıcı bir şekilde verilerek hikâyenin akışına katkı sağlar.

İç Diyalog: Bir hikâyenin anlatıcısı veya karakterin iç dünyasını okuyucuya doğrudan sunmayı amaçlayan güçlü bir tekniktir. Bu yöntem; bir karakterin kendi içindeki çatışmaları, düşünceleri ve duygularıyla olan hesaplaşmalarını yansıtır. İç diyaloglar, karakterin bilinçaltında yatan düşünceleri ve duygusal derinlikleri göstermede diyaloglarla kısıtlı kalan anlatımın ötesine geçer.

Hikâye içinde karakterin zihninde gerçekleşen bu iç konuşmalar, okuyucuya karakterin derinliklerine doğrudan bir pencere açar. Karakterin ruh hâlini, içsel çatışmalarını ve kararlarını anlamak için bu içsel monologlar hayati öneme sahiptir. Bu teknik, karakterin duygusal gelişimini ve hikâye içindeki rolünü daha etkili bir şekilde iletebilmektedir.

Olay Hikâyesi ve Durum Hikâyesi Arasındaki Farklar

Olay Hikâyesi

1.      Olay hikâyesi, belirli bir olayın anlatımına odaklanan bir türdür. Bu hikâyelerde olaya sahne olan mekân, olayı yansıtan karakterler ve olayın geçtiği zaman dilimi önemli bir rol oynar.

2.      Hikâye, serim, düğüm ve çözüm sırasına uygun olarak sunulur, bu da okuyucuya mantıklı ve akıcı bir okuma fırsatı verir.

3.      Serim bölümünde, olayın temel problemleri veya çatışmaları ortaya konur. Bu, okuyucunun olayın temel unsurlarını anlamasına yardımcı olur ve merak uyandırır. Düğüm bölümünde, bu problemler veya çatışmalar daha da derinleştirilir ve okuyucunun merakı artar. Son olarak çözüm bölümünde, olayın sonuçları ve çözümü okuyucuya sunulur, bu da hikâyenin tamamlanmış bir şekilde sonlanmasını sağlar.

4.      Olay hikâyesi, okuyucuya etkili bir şekilde bir olayı sunmanın yanı sıra karakter gelişimine de olanak tanır. Bu nedenle yaratıcı bir anlatımla, okuyucuların duygusal ve zihinsel olarak hikâyeye katılmasını sağlar. Bu tür hikâyeler, sürükleyici bir anlatımla okuyucuların olayların içine çekilmesini ve sonuçların tatmin edici bir şekilde sunulmasını sağlar.

Durum Hikâyesi

1.      Durum hikâyeleri ise kişilerin veya varlıkların belirli bir durumu ele aldığı hikâye türleridir.

2.      Bu metinlerde serim, düğüm ve çözüm gibi geleneksel hikâye yapısına uyma kaygısı bulunmaz. Bunun yerine, yazarın hayal dünyasından belirli bir kesit dış dünya ile birleştirilerek okuyucuya sunulur.

3.      Bu tür hikâyelerde, olaylar merkezde gelişmez. Bunun yerine hikâye kişisinin kendi iç çatışmaları veya doğa ile olan etkileşimleri üzerinde durulabilir.

4.      Okuyucuya bir sonuç sunma zorunluluğu olmadığı için metinlerin akışına göre sonuçlandırılması da beklenmez.

5.      Durum hikâyelerinin amacı, okuyucuya farklı bir çağrışım uyandırmaktır. Bundan dolayı olay örgüsüne dayanmak yerine belirli bir durumu veya duyguyu aktarmak için yaratıcı bir yaklaşım benimsenir. Bu tür metinler, edebî bir tatmin arayışı içinde değillerdir. Okuyucunun düşünsel ve duygusal olarak etkilenmesini amaçlar.

 


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiye ederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: