eğitim öğretim ile ilgili belgeler > Hikayelerden Seçmeler, Öyküler, Kısa Hikayeler

 

Ah Bir Ataş Ver Hikâyesi Nedir?

Türküler; bir milletin tarihini, acılarını, kahramanlıklarını ve sevinçlerini anlatan özel mücevherlerdir. Bu özel hikâye, gözlerimizi yaşartan ve yüreklerimizi burkan “Ah Bir Ataş Ver” türküsünün ardındaki duygu dolu serüveni anlatıyor.

Çanakkale Boğazı'nın derin sularında, Dumlupınar Denizaltısı'nın sakin seyrine son veren korkunç bir kaza yaşandı. Denizaltı, bir anlık hata sonucu batmış ve içindeki tüm mürettebat şehit olmuştu. Ancak bu trajediden sağ kurtulan 22 cesur denizci, denizaltının içinde mahsur kaldılar. Kurtarma ekipleri, oksijenin azalmasını önlemek için çabalıyorlardı. Bu sıkıntılı anlarda 22 kahramanın iletişim kurmaları gerekiyordu ama sessizlik emri vardı. Sigara içilmemesi ve gerekmedikçe konuşulmaması gerekiyordu.

Ne yazık ki denizaltısına ulaşmak için yapılan tüm çabalar sonuçsuz kaldı. Kurtarma ekipleri; 22 denizciye serbestçe konuşabilecekleri, türkü söyleyebilecekleri hatta sigara bile içebilecekleri haberi verdi. İşte o an, bu kahramanlarımızın yüreklerinden yükselen bir türkü doğdu. "Ah Bir Ataş Ver" dediler ve o an başladılar şarkılarına. Derin denizlerin karanlığında, bu cesur denizcilerin sesleri yankılandı. Türkülerinin her notasında, vatanlarına ve şehit arkadaşlarına olan sonsuz sevgi ve saygıları yüreklerinden taştı.

Bu trajik olaydan sonra “Ah Bir Ataş Ver” türküsü, Dumlupınar Denizaltısı'nın anısını yaşattı. Kim ne zaman bu türküyü duysa gözleri dolar, yüreği sızlar ve o cesur 22 denizciyi hatırlar. Onlar, sessiz suların derinliklerinde bir türküyle yaşamaya devam ettiler ve bu türkü, Türk milletinin yüreklerinde sonsuza kadar çalmaya devam edecek.

Dumlupınar Denizaltısı Olayı Nedir?

Ülkemizin denizcilik tarihinde elim bir olay olarak yerini alan o karanlık gün, 4 Nisan 1953'te Dumlupınar Denizaltısı'nın acı trajedisiyle yaşandı. Çanakkale Boğazı'nın dalgaları arasında bu ulvi gemi yorucu bir görevin ardından limana doğru yol alıyordu. Ancak Lara Burnu'nun gizemli sularında, İsveç donanmasına ait bir şileple, kaderleri birbirine bağlandı.

Bu çarpışma anında denizaltının içindeki 59 cesur denizci, sonsuz maviliklere veda etti; şehitlik mertebesine ulaştı. Ancak 22 cesur asker, denizaltının torpido bölümüne sığınarak ölüme meydan okudu. Karanlık denizlerin derinliklerine doğru sürüklendiler, umutsuzluğun pençesine yakalandılar ama asla pes etmediler.

Bu kritik anlarda su yüzeyine fırlatılan bir şamandıra, içinde telefon kablosu ile bir umut ışığı yaktı. İvedilikle merkezle iletişim kuruldu ve kurtarma operasyonu başlatıldı. Her türlü imkân seferber edildi, gece gündüz demeden çalışmalar devam etti. Ancak torpido bölümünde bekleyen askerlere hayatta kalmaları için verilen talimatlar çok katıydı. Konuşmak yasaktı, şarkı söylemek yasaktı ve sigara içmek ise kesinlikle yasaktı. Bu kurallara uyan cesur 22 asker, oksijenin giderek azalmasına rağmen soğukkanlılıklarını korudular.

Deniz yüzeyindeki umutsuzluk, onların içerideki umuduyla çelişiyordu. Dönemin teknolojisi ve imkânları, bu cesur askerleri kurtarmanın zorluğunu gösteriyordu. Ancak bu askerler, umutlarını kaybetmedi; dayanışma ve sebatla beklediler. Dumlupınar Denizaltısı faciası, denizlerin derinliklerindeki karanlık bir hikâyeden çok daha fazlasıydı. Bu; cesaretin, dayanışmanın ve insanın sınırlarını zorlamanın bir öyküsüydü.

Kazadan sonra geçen 12 saat boyunca umutla beklenen an gelmişti nihayet. Kurtaran gemisi, o zorlu denizlerde 25 saat süren bir çaba sonunda bölgeye varmış ve sabitlenmişti. Bu süre zarfında 11 cesur dalış yapılmıştı. Ancak denizin altındaki dalgalar, dalgıçları meydan okurcasına savurmuştu. Hatta bir dalgıç, bu vahşi doğanın gücü karşısında şuurunu kaybetmişti.

Tüm ülke, bu zorlu kurtarma operasyonuna destek olmak için seferber olmuştu. Üç gün boyunca milletimiz bir araya gelmiş, dualarını denizaltındaki askerlerimize yollamıştı. Ancak ne yazık ki durumun vahim olduğu anlaşıldıktan sonra 22 kahraman askerin kurtarılması imkânsızdı. Kurtarma merkezi, denizaltındaki askerlere seslenmişti. Onlara özgürlüklerini sunmuştu. Konuşabilirlerdi, türkü söyleyebilirlerdi, hatta sigara bile içebilirlerdi. Dumlupınar Denizaltısı’ndan gelen cevap ise vakur bir kabulleniş doluydu. Sesleri dolu doluydu: "Vatan sağ olsun!"

Ancak akabinde yaşanan saatlerde telefon kablosu kopmuş, denizaltı ile iletişim ne yazık ki sağlanamamıştı. Tüm uğraşlara rağmen 22 denizci şehit olmuştu. Bu acı olay, tarihimize ülkenin en kara günlerinden biri olarak geçmişti.

 

HİKAYELERDEN SEÇMELER, ÖYKÜLER, KISA HİKAYELER
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: