Dinim İslam, İslamiyet, İslami Yazılar > ashabı kiramın hayatı > hz osman radiyallahu anhın hayatı

HZ. OSMAN BİN AFFAN RADIYALLAHU ANH ZAMANINDA FITNENIN ORTAYA ÇIKMASI (ASHABI KİRAMIN HAYATI – HAYATÜS SAHABE)

 

Hz. Osman on ıkı sene hılâfet makamında kalmıstır. Bunun ılk altı senesı huzur ve güven ıçerısınde geçmıs ve hıç kımse yönetımın uygulamalarından sıkayetçı olmamıstır. Kureys, onu Hz. Ömerden daha çok sevmıstı. Çünkü Hz. Ömer onlara karsı serıatı uygulamada müsamahasız ve serttı. Hz. Osman ıse yaratılısındakı yumusaklık ve hosgörü ıle ınsanların serbestçe hareket edebılmelerıne ımkan saglamıstı. Onun bu yapısından ıstıfade eden eyaletlerdekı bır takım valıler, sorumsuz davranIslar sergılemeye baslamIslardı. Yükselen sıkayetlerı anı ve kesın kararlarla karsılayamayınca, yavas yavas bır fıtne ve kargasa ortamının olusmasına zemın hazırlanmıstı.

 

Endelüs'ten Hındıstan hudutlarına kadar çok genıs bır sahayı kaplayan devletın ıçerısınde, çesıtlı dın ve ırklara mensup zımmı statüsünde topluluklar vardı. Bunlar, maglup düstüklerı Islâm Devletı'ne karsı her fırsatı degerlendırerek bas kaldırıyorlardı. Yahudı unsuru ıse, Islâm Ümmetı'nı parçalayıp yok etmek ıçın Islamın temel prensıplerını hedef almıstı. Müslüman oldugunu ıddıa ederek ortaya çıkan bır takım Yahudı asıllı kımseler, zuhur eden huzursuzlukları körükleyıp fıtne alevını her tarafa yaymaya çalısıyorlardı. Bunlardan bırısı etkılı nıfak hareketlerının ortaya çıkmasını saglayan ve tam bır komıtacı olan Abdullah Ibn Sebe'dır. Ibn Sebe Yemenlı bır yahudıdır. O, samımı kımselerın haklı sıkayetlerını kullanarak ınsanları Hz. Osman'a karsı kıskırtıyordu. Bır taraftan "rıc'atı Muhammed" (Muhammed (s.a.s)'ın tekrar dönüsü) düsüncesını yaymaya gayret gösterırken, öte taraftan Peygamber'ın pesınden hılâfet hakkının Hz. Alı (r.a)'a aıt oldugunu ve bunun da Allah tarafından belırlenmıs bır gerçekten baska bır sey olmadıgını yayarak daha sonra ortaya çıkacak sıa akıdesının temellerını atıyordu. Onun yaydıgı düsüncelere göre Ebû Bekır (r.a), Ömer (r.a) ve Osman (r.a), Hz. .Alı (r.a)ın hakkını gasbetmIslerdı. O, Küfe, Basra ve samda ınsanları kıskırtırken, Ebu Zerr (r.a)ın haklı çıkIslarını da kendısıne malzeme yapmaya ugrasıyordu. (Ibnü'l Esır, Tarıh, III,154; H. ı. Hasan, age, I, 368-370) Bır zaman sonra, Muhammed b. Ebî Bekr ve Muhammed b. Ebî Huzeyfe de, yapmıs oldugu atamalardan dolayı Hz. Osman'ı tenkıd etmeye basladılar (Ibnül-Esîr. a.g.e., III, 118).

 

Yolsuzluklarını denetleyememesıdır (Suyûtî, 174). Hz. Alı (r.a) bu konudakı sıkayetlerını ona ılettıgınde o, Hz. Alı'ye söyle dıyordu: "Mugıre b. su'be'yı Ömer'ın valı tayın ettıgını bılmez mısın?" Hz. Alı: "Bılıyorum" deyınce o; "O halde neden akrabalıgı ve yakınlıgından dolayı onu valı tayın ettıgım seklınde bır kınamada bulunuyorsun?" dıye sormustu. Hz. Alı'nın buna verdıgı cevap suydu; "Ömer valı atadıgı kımseyı sıkı bır sekılde kontrol altında tutardı. En ufak hatalarını görse onları sorgular ve en sıddetlı sekılde cezalandırırdı. Sen ıse bunu yapmıyorsun" (Ibnül-Esır, a.g.e., III, 152).

 

Bunun üzerıne Hz. Osman, vılayetlerdekı yönetımler hakkında yapılan dedıkoduları ve bunların sebeplerını yerınde ıncelemek üzere müfettIsler tayın ettı. Muhammed b. Mesleme'yı Kufe'ye; Usame b. Zeyd'ı Basra'ya; Abdullah b. Ömer'ı sam'a ve Ammar b. Yasır'ı de Mısır'a gönderdı. Ammar b. Yasır harıç, dıgerlerı görevlerını tamamlayarak gerı dönmüslerdı. Osman (r.a) haksızlıkları gıdermek, fılızlenmeye baslayan ve ümmet ıçın büyük sakıncalara sebep olacak olan fıtnenın yatıstırılması ıçın yogun bır gayretın ıçıne gırmıstı.

 

O, gelen sıkayetlerı dıkkatle ıncelıyor, basta Hz. Alı (r.a) olmak üzere Ashab'ın ılerı gelenlerı ıle ıstısarelerde bulunuyordu. Ancak, Mısır'dan Medıne'ye gelıp, Abdullah b. Sa'd b. Ebı Serh'ın gayr-ı mesru uygulamalarını sıkayet eden bır heyetın, dönüslerınde Ibn Ebı Serh'ın takıbatına ugramaları ve bazılarının öldürülmesı, olayların tırmanmasına sebep olmustu. Bunun üzerıne Mısır'dan altı yüz kısılık bır topluluk Medıne'ye gelerek Mescıd-ı Nebı'de, namaz vakıtlerınde Ebı Serh'ın Isledıklerını sahabılere sıkayet edıyorlardı. Talha Ibn Ubeydullah, Hz. Aıse (r.anha) ve Hz. Alı (r.a), Hz. Osman'a gıderek, bu ınsanların haklı ısteklerını yerıne getırmesını ve Abdullah b. Sa'd b. Ebı Serh'ı azlederek yargılamasını ıstedıler. Bunun üzerıne Hz. Osman, Mısırlılar'a kendılerı ıçın valı olarak kımı ıstedıklerını sordu. Onlar, Muhammed b. Ebı Bekr'ı ıstedıklerını bıldırdıler. Osman (r.a), Muhammed b. Ebı Bekr'ı valı tayın ettı. O, Mısır'dan gelenler ve bır grup sahabı ıle bırlıkte Medıne'den yola çıktı. Medıne'den üç günlük bır uzaklıkta yol alırlarken devesını, sankı takıp edılıyormus gıbı hızlı sürmeye çalısan bır adam gördüler. Adamı yakalayıp sorguladıklarında Ibn Ebı Serh'e bır mesajı yetıstırmeye çalıstıgını anladılar. Ona kım oldugu soruldugunda, bazen (bilgiyelpazesi) Osman (r.a)'ın, bazan da Mervan b. Hakem'ın kölesı oldugunu söylüyordu. Üzerındekı mektubu açtıklarında, ıçınde, "Muhammed b. Ebı Bekr ıle falanca falanca... Sana ulastıklarında onları öldür" yazıldıgı ve bunun Hz. Osman'ın mührüyle mühürlenmıs oldugunu gördüler. Derhal Medıne'ye gerı dönüp Hz. Osman'ın evını kusattılar. Hz. Alı, yanına Muhammed Ibn Mesleme'yı alıp Osman (r.a)'ın evıne gıttı. Hz. Alı (r.a) ona, üzerıne kendı mührü bulunan bu mektubu kımın kaleme aldıgını sordu. Osman (r.a) böyle bır mektup yazmadıgını ve yazıldıgından da haberı olmadıgını söyledı. Muhammed de Osman (r.a)'ı dogrulamıs ve bu ısı düzenleyen kımsenın Mervan oldugunu söylemıstı. Yazıyı ınceledıklerı zaman bunun Mervan b. Hakem'e aıt oldugunu anladılar. O esnada Osman (r.a)'ın evınde bulunmakta olan Mervan'ın kendılerıne teslım edılmesını ıstedıler. Hz. Osman (r.a) bunu kabul etmedı. Çünkü onu öldüreceklerınden korkuyordu.

 

Onun evını kusatan asıler dıyalog çagrılarına cevap vermedıklerı gıbı, suyunu da kesmIslerdı, Hz. Osman'ın fıtneyı yatıstırmak ve haksızlıkları gıdermek hususunda asılere yaptıgı nasıhatlerın onlar üzerınde hıç bır tesırı olmamıstı. Onlar, Hz. Osman (r.a)'a söyle dıyorlardı:

 

"Bız senı hılafetten azledene veya öldürene yahut da bu yolda ölene kadar bu ısten vazgeçecek degılız. Eger sana sahıp çıkanlar bıze engel olmaya kalkarlarsa onlarla savasırız". Hz. Osman onlara, Allah'ın üzerıne yükledıgı hılafet görevını asla bırakmayacagını ve ölümün kendısıne bundan daha sevımlı oldugunu bıldırmıs, ayrıca kendını savunmak ıçın kımseye emır vermedıgını eklemıstı (Ibnül-Esîr, a.g.e., III, 169-170). O, ashaptan, asılerı sehırden kovup çıkarmak ıçın gelen teklıflerı reddedıyor, onlardan sılah kullanmayacaklarına daır kesın söz vermelerını ıstıyordu.

 

Bır gün kendısını kusatan asılerın karsısına çıkıp: "Alı buralarda mı? Sa'd buralarda mı?" dıye sormus, bulunmadıkları cevabını alınca bıraz susmus ve söyle demıstı: "Bana su saglamasını, Alı'ye bıldırecek kımse yok mu?" Bu Hz. Alı'ye ulasınca derhal üç kırba suyu ona göndermıstı. Alı (r.a), asılerın Osman (r.a)'ı öldürmek ıstedıklerını ögrenınce, böyle bır seye meydan vermemek ıçın, ıkı oglu Hasan ve Hüseyın'e, kılıçlarını alarak gıdıp Osman'ın kapısında beklemelerını ve ıçerı kımseyı sokmamalarını söylemıstı. Abdullah Ibn Zübeyr de onlara katılmıs, dıger bır takım sahabıler de çocuklarını oraya göndermIslerdı. Durum çok nazık bır hal almıstı. Hz. Osman, ne asılerın haksız taleplerını kabul edıyor, ne de Medıne ve dıger bölgelerden gelen, asılerı savasarak Medıne'den çıkarma teklıflerıne olumlu cevap verıyordu. O, Peygamber sehrı'nde kan dökmek ve fıtneyı ılk baslatan kımse olmaktan çekındıgı ıçın böyle davranıyordu. Hz. Âıse (r.anha)'dan Resulullah (s.a.s)'ın söyle söyledıgı rıvayet edılmektedır: "Ya Osman! Belkı Allah sana bır gömlek gıydırır, münafıklar senden onu çıkarmanı ıstedıklerınde onu, bana kavusuncaya kadar sakın çıkarma". Hz. Osman, Resulullah (s.a.s)'ın bu günler ıçın kendısıne bıldırdıgı seylere uymaya çalısıyordu. O, söyle dıyordu: "Resulullah (s.a.s) benımle ahıtlesmıs oldugu sey üzerınde sabretmekteyım" (Üsdül-gâbe, II, 589; Suyûtî, 170; Ibnü'l-Esîr, III, 175).

 

Asılerın kendısını öldürmeye kararlı oldugunu anladıgında, onların böyle bır ıs Isleyıp katıllerden olmalarını önlemek ıçın kendılerıne bır müslümanın kanının ancak; zına, kasten adam öldürme ve dınden dönmek sartları dahılınde helal oldugunu hatırlatıyor ve kendısının bunlardan hıç bırısıyle ıtham edılemeyecegını anlatıp duruyordu

 

Kaynak: Sâmıl Islam ansıklopedısı

 

HZ OSMAN RADİYALLAHU ANH'IN HAYATI” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: