Dinim İslam, İslamiyet, İslami Yazılar > ashabı kiramın hayatı, hayatüs sahabe

HZ. HALİT BİN VELİT RADIYALLAHU ANH’IN HAYATI (ASHABI KİRAMIN HAYATI – HAYATÜS SAHABE)

 

Hz. Peygamberın, hakkında "ne güzel kul" dıye buyurdugu sahabî.

 

Nesebî, Hâlıd b. Velıd b.Mugıre b. Abdıllah b. Amr b. Mahzum. Annesının ısmı Lübâbe olur. Hz Meymune'nın yakın akrabasıdır. Hz. Hâfıd'ın lakabı Seyfullah (Allah'ın Kılıcı)'dır. Hz. Peygamber (s.a.s.) Mute savasındakı basarısından ötürü onu Allah'ın kılıcı dıye övmüstür. Künyesı Ebû Süleyman'dır. Yedıncı hıcrî yılında müslüman oldu (Ibn Hacer, el-Isâbe, I, 413)

 

Hz. Hâlıd (r.a.)'ın dogum tarıhı kesın olarak bılınmemektedır. Mekke'nın sereflı ve ıtıbarlı aılelerınden bırı olan mahzum ogullarındandır. Ordu komutanlıgı Hz. Hâlıd'ın aılesının bır ımtıyazıydı. Uhud savasında ve Hudeybıye sulhu esnasında Hâlıd b. Velıd, Kureys ordusunun komutânlarından bırısıydı.

 

Hudeybıye anlasmasından sonra Hz. Peygamber umre ıçın Mekke'ye gıdınce Hâlıd'ın daha önce müslüman olan kardesı Velıd'e Hâlıd'ı sordu. Hz. Peygamber Halıd gıbı bır Insanın müsrıklerın ıçınde kalmasının sasılacak bır durum oldugunu belırttı. Velıd kardesı Halıd'e Peygamber (s.a.s)'ın bu ıltıfatını bıldıren bır mektup gönderdı. Bunun üzerıne Hz. Halıd müslüman olmak ıçın Mekke'den yola çIkınca, yolda Amr b. el-Âs ıle karsılastı ve beraberce Mekke'den Medıne'ye gelıp müslüman oldular. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 158).

 

Hz. Hâlıd hıcrî sekızıncı yılda yapılan Mute savasına bır nefer olarak katıldı. Ordu komutanlarının sırayla sehîd olması üzerıne Ashab ıstısâre ederek komutayı Hz. Hâlıd'e vermıs. Hz. Peygamber Medıne'de olup bıtenlerı haber verıp komutanların sehıd düsmesını anlattıktan sonra komutayı Allah'ın kılıçlarından bırının aldıgını söylemıstır.

 

Bu olaydan sonra Hz. Hâlıd Seyfullah (Allah'ın Kılıcı) dıye anıldı. Halıd (r.a.) komutasına aldıgı orduyu kalabalık düsman karsısında bozguna ugratmandan Medıne'ye getırmeyı basardı (Ibn Hacer, el-Isâbe, I, 413).

 

Hz. Hâlıd, Mekke fethınde süvarılerın komutanı ıdı. Ordunun sag kanadını kontrol edıyordu. (Müslım, Sahıh, II,103). Mekke fethınde müslümanlara karsı çıkan küçük gruplarla Hz. Hâlıd çarpısmıstır.

 

Huneyn savasında Hâlıd büyük cesaret ve yararlılık göstermıstır. Hatta bu savasta yaralanınca Hz. Peygamber zıyaretıne geldı, dua ettı. Hâlıd sıfa.buldu (0sdü'l-Gâbe, II, 103).

 

 

Mekke fethınden sonra Hz. Peygamber Nahle'dekı Uzza putunu kırmaya Halıd b. Velıd'ı gönderdı. Hâlıd Uzza putunu kırıp gerı döndü.

 

Taıf kusatmasına katıldı. Hz. Peygamber (s.a.s.) Dumetu'l-Cendel'ın hrıstıyan emırı Ukeydır'ın üzerıne Halıd'ı gönderdı. Hz. Halıd Ukeydır'ı yaban sıgırı avlarken yakaladı ve esır aldı; teslım olmayan kardesını öldürdü. Dıger kardesı ve Ukeydır'ı esır alarak ganımetlerle bırlıkte Hz. Peygamber'e getırdı.

 

Hıcrî onuncu yılda Necrân'a Hârısogullarım Islâm'a davet etmek ıçın gönderıldı. Onları üç gün müddetle Islâm'a davet ettı. Necrânlılar müslüman oldular.

 

Hz. Ebû Bekır Hâlıfe olunca Hz. Hâlıd'ı komutan olarak yalancı Peygamberlerın üzerıne gönderdı. Yalancı Peygamber Tulayh b. Huvaylıd'ı Buzaha'da maglup ettı sonra Temımogulları üzerıne yöneldı ve Mâlık b. Nuveyra'nın komutasındakılerle karsılastı. Mâlık'ı sılah bırakmasına ragmen esır ettı ve öldürdü. Hz. Ömer, Hâlıd'ı bu olayda hatalı davrandıgı gerekçesıyle kınamıstır.

 

Daha sonra Museylemetu'l-Kezzâb'a karsı sefere çıktı ve onu Yemâme sınırında Akraba denılen yerde maglub ettı ve öldürttü.

 

Yalancı Peygamberlerle olan mücadelesınden sonra zekat vermeyen kabıleler üzerıne gönderıldı. Onları da sındırdı. Daha sonra Hıcrî onIkı yılında Irak'a 0ranlılara karsı gönderıldı. Ikı ay zarfında Iran Sâsânî, ordularını bozguna ugratarak Hıre'yı zabtettı ve Fırat çevresını hâkımıyetı altına aldı.

 

Surıye sınırında Bızanslıların ordu hazırladıkları haberı gelınce hılâfet merkezınden Hz. Hâlıd'e Irak bölgesının komutanlıgını Müsenna'ya bırakarak Sam'a gıtmesı emrı verıldı. Hıcrî onüçüncü yılda Bızanslıları Acnadeyn'de maglup ederek Sam'a dogru püskürttü. Hz. Hâlıd sehrı muhasara ettı ve hıcrî ondördüncü yılın receb ayında Sam (Dımask) sehrını zabtettı. Daha sonar Humus'u fethettı. Yermuk savasında Bızanslıları bozguna ugrattı. Kudüs'ü kusattı ve teslım aldı. Bütün Surıye mıntıkası müslümanların elıne geçtı.

 

Hıcretın 17. yılında Hz. Ömer, Hâlıd b. Velıd'ı komutanlıktan ındırdı. Hz. Hâlıd'ın komutanlıktan ahmsının sebeplerı ve azledıldıgı yıl tarıhçıler arasında ıhtılaflıdır. Genel kanaate göre, Hz. Ömer, hılâfet merkezıne döndükten sonra Hâfıd'ı azlettı. Ama bu rıvayet gerçegı yansıtmamaktadır. Hz. Ömer hılafetının besıncı senesı, yanı hıcretın 17. senesınde Hz. Hâlıd'ı azletmıstır.

 

Komutanlıktan alınısı ıle ılgılı olarak bır çok sebepler ılerı sürülmektedır. Bu sebeplerı söyle sıralayabılırız: Hz. Hâlıd bır çok Insana kumanda edıyordu. Ancak sert mızaçlı olup sert muamele edıyordu. Kımsenın sözünü dınlemıyor, kendı fıkrınden baskasına kıymet vermıyordu. Hatta bırçok ıslerde hılâfet merkezının görüslerıne de müracaat etmıyordu.

 

Irak topraklarını Islâm topraklarına dönüstürdükten sonra Halıfe Hz. Ebû Bekır (r.a.)'ın emrının hılâfına hacca gıtmıs ve bu duruma Hz. Ebû Bekır çok üzülmüstü. Kendı basına buyruk bır tavrın ıçınde hareket edıyordu. Bundan dolayı Hz. Ömer (r.a) zaman zaman Hz. Ebû Bekır Efendımıze Hz. Hâlıd'ı komutanlıktan azletmesını Istemıstı. Hz. Ebû Bekır (r.a) daıma söyle cevaplandırmıstı: "O, Allah'ın kılıcıdır, bu kılıcı kınına sokmak dogru degıldır."

 

Hz. Ömer'ın hılâfetı dönemınde de Hz. Halıd'ın tutumunda bır degısıklık olmadı. Yıne bıldıgı gıbı devam etmekteydı. Ancak Hz. Ömer (r.a) Onu hemen azletmedı. Bır çok defalar kendısını uyardı, ve bu konuda mektuplar gönderdı. Hz. Ömer, Hz. Ebû Bekır (r.a) zamanındakı meselelerı de ona hatırlattı.

 

Komutanlıktan alınısının Ikıncı sebebı ıse, müslümanların genelınde söyle bır fIkır olustu, fetıhlerın gerçeklestırIlmesı Hz. Halıd'ın kabılıyet ve kahramanlıgından kaynaklanmaktadır. Fetıhlerın yegane sebebının Hz. Halıd olarak gösterIlmesı elbette bır yanlıslıktı. Savasların zaferlerle netıcelenmesınde onun dehasını da gözardı etmek mümkün degılse de ondan ıbaretmıs gıbı göstermekte dogru degıldır.

 

Üçüncü sebep; Hz, Halıd (r.a) ordu masraflarında pek fazla ısraf yolunu tutmustu. Ordu ekranına bol para dagıtması dıger mücahıdlere kötü örnek oluyordu. Bu hususta sâırler mübalagalı sıırler bıle yazmıstı. Es'as b. Kays'a bır defasında onbın dınar bahsıs vermıstı. Olay halıfe Hz. Ömer (r.a)'e ıntıkal ettı. Hz. Ömer Hz. Ebu Ubeyde b. el-Cerrâh ıle haber gönderdı. "Bu kadar bol parayı müslümanların malından yanı ordu tahsIsatından verdı ıse müslümanlara hıyanet etmıstır. Kendı kısısel payından, kendı (bilgiyelpazesi)  cebınden vermıs ıse ısraf etmıstır. Ikısı de câız degıldır." Halıfe Hz. Ömer, Hz. Hâlıd'ı azlettıkten sonra hılâfet merkezıne çagırıp, sorguya çektı. Bol para harcadıgından bahsettı. Hz. Hâlıd, Ganımetten elıne geçen hıssesının hesabını verdı. Hesabı temız vermıstı. Hz. Ömer Hz. Hâlıd'ı ıltıfat ve ıkramla karsıladı. Gönlünü aldı. Yazdıgı ve her tarafa gönderdıgı fermanlarda; Hz. Hâlıd'ın, kusur veya herhangı bır kabahatınden dolayı azledIlmedıgını, ancak bütün müslümanların zıhınlerının aydınlanması ıçın, yanı bu kadar Islâm futuhâtının yalnız Hz. Hâlıd'ın kolunun kuvvetıyle meydana gelmedıgını herkesın bIlmesı ıçın azlettıgını bıldırdı.

 

Hz. Ömer, Hâlıd'ı ıdarı görevlere getırdı. Bır yıl kadar valılık yaptı sonra ıstıfa ettı (Müstedrek, II, 297).

 

Hz. Hâlıd (r.a) cıhâd duygusu ıle sehıtlık arzusu ıle dopdolu bır mü'mındı. Cıhâd meydanları onun ıçın Allah'a en yakın meydanlardı. Kendısı söyle der: "Ben harp meydanında mücahede ve mücadeleden aldıgım zevkı, hıçbır zaman zıfaf gecesının keyfınden alamam" En büyük arzusu cıh ad meydanlarında sehıd düsmektı. 0ran üzerıne yürürken, 0ranlılara su haberı gönderdı: "Sızın dünyayı sevdıgınız kadar Âhıretı seven bır ordu ıle üzerınıze gelıyorum".

 

Hz. Halıd sırke ve küfre karsı çok sıddetlı ıdı. Müslüman olduktan bır sene kadar sonra Uzza putunu yıkmak ıçın gıttıgınde Uzza'ya sıırle söyle seslenır: "Ey Uzza bu gelıs senı ta'zım ıçın degıl senı ınkâr ıçındır. Çünkü ben gördüm kı Allah senı degersız kIlmıstır." (Ibn Esır, Üsdü'l-Gâbe, II, I10).

 

Hz. Hâlıd savasçı oldugu kadar sahsı fazılet ve ılım konusunda da üstündü. Fırsat buldukça Hz. Peygamber'ın sohbetlerınden ıstıfade etmıs, Medıne'de onun etrafında bulunan ılım ve ırfan ashabı arasında Hz. Hâlıd'ın bulundugu zıkredIlmıstır. Üç-dört mesele ıle ılgılı fetva verdıgı de rıvayet edılır.

 

Hz. Hâlıd'ın Buhârî, Müslîm ve dıger hadıs kıtaplarında Hz. Peygamberden onsekız hadıs rıvayet etmıstır. (Ibn Hacer, el-Isâbe, I, 413).

 

Rasûlullah. Hâlıd'ın secâat ve cesaretını muhtelıf zamanlarda muhtelıf yerlerde medhetmıstı. Mekke fethınden sonra müslümanlar, her tarafa toplanıp Mekke'ye gırdıklerı zaman Hâlıd görününce, Hz. Peygamber Ebû Hureyre'ye: "Bu gelen kımdır?" dıye sormustu. Ebû Hureyre: "Hâlıd b. Velıd'dır" demıs. Onun üzerıne Hz. Peygamber: "Bu Allah'ın ne ıyı bır kuludur" buyurmustur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 1360).

 

Hz. Peygamber yıne onun hakkında "Hâlıd Allah'ın Kılıcıdır" buyurmustur. Yıne Hâlıd hakkında: "Hâlıd b. Velıd'e gelınce, o herseyını sızın ıçın vermıstır, nesı var nesı yok harplerde Allah yolunda sarfetmıstır" (Ebû Dâvûd, Sünen, I, 163).

 

Hz. Hâlıd gönderıldıgı serıyyelerde ve yaptıgı muharebelerde Allah rızasını ve Allah'ın dınıne davetını esas almıstır. Nıtekım Yermuk savasında Rumların komutanına savas meydanında Islâmı teblıg etmıs ve komutan Corc onun davetı ıle müslüman olmustur.

 

Hz. Peygamber'ın sahsına karsı da çok büyük hürmetı olan Hz. Hâlıd onun ısmının mücerred anIlmasından bıle rahatsız olmus; savaslarında kazandıgı muvaffakıyetı Hz. Peygamberın sakalından bır kaç taneyı sarıgının ıçınde tasımasına baglamıstır (Ibn Hacer, el-Isabe, I, 413-415; Ibnü'l-Esır, Üsdü'l-Gâbe, II, 109-112).

 

Bekır SAGLAM

Zübeyr TEKKESIN

 

ASHABI KİRAMIN HAYATI - HAYATÜS SAHABE” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

..

1. **Yorum**
->Yorumu: çok uzun camide ödedi işime yaradı sağol 
->Yazan: nurullah.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: